Anne kuş sabah güneş bile daha çıkmadan uyandığında, günü dört gözle ve sevinç içinde karşılar. Güneşin çıkmasını bile beklemez. Uyanır, ve hemen şakımaya başlar. Solucanın ya da yiyeceğin ya da böceğin nereden geleceğine kaygılanmaz. Günün neşelerini şakımaya başlar – şakır ve yuvasına, yavrularına bakar, onlarla birlikte yaşamın keyfini çıkarmayı şakır. O gün yapılması gereken şeyler için tasalanmaz.
Daha yavrular bile uyanmadan kanatlarını açar, ve uçar gider. Onu, önce yavrularının sonra kendisinin kahvaltısına, yiyeceğe götürecek bilinç ve rüzgar akımına giriverir. Ve yiyecek oradadır. Ve onun orada olmadığı günler vardır, ama anne kuş yine de şakımayı sürdürür, çünkü onun için, bu anne kuş için, sadece yaşamı deneyimlemek, kanatlarını açıp Dünya üzerinde uçmak, yeterli bir sevinçtir, bu, bir sonraki an yok olsa bile.
Genellikle, yavruları için gagasında taşıdığı yiyecekle yuvasına geri döner, ve şakımasını gün boyunca, geceye kadar sürdürür. Bir kuşun yaşamı, işte böyledir. Korku yoktur. Kuş, gereksinim duyduğu herşeyi ona sağlayacak sezgisi ve kuş bilinci ve Dünya bilinciyle çalışır.
kaynak: kırmızıçember.org