Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Hayalleri Hayata Geçirmenin Yolu MOTİVASYON  (Okunma sayısı 2023 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı superisi

  • Üye
  • *
  • İleti: 195
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Hayalleri Hayata Geçirmenin Yolu MOTİVASYON
« : 19 Mayıs 2009, 17:40:41 »
Hayalleri Hayata Geçirmenin Yolu MOTİVASYON 
Motivasyon, kişinin hem kendine hem de başkalarına uygulayabileceği bir kavramdır. "İnsanlar nasıl motive olurlar?"sorusunun en basit ve kısa cevabı şudur: "İnsanlar beklentilerini, gerçekleriyle örtüşen hayallerini istek haline dönüştürerek gerçekleştirmeye çalıştıklarında destek görürlerse motive olurlar."
Sosyal varlıklar olarak insanların ortak ihtiyaçları olduğu görülür. Sosyal alış veriş; konuşma, paylaşma, birlikte yaşam, yardımlaşma, arkadaşlık, evlilik, iletişim, ortak işler yapma, belirli gruplara aidiyet hissetme, hedefler için çalışma… Bunlar her insanın az ya da çok ihtiyaç duyduğu hayatî unsurlardır.
 Motivasyon, kişinin hem kendine hem de başkalarına uygulayabileceği bir kavramdır. "İnsanlar nasıl motive olurlar?"sorusunun en basit ve kısa cevabı şudur: "İnsanlar beklentilerini, gerçekleriyle örtüşen hayallerini istek haline dönüştürerek gerçekleştirmeye çalıştıklarında destek görürlerse motive olurlar."

Sosyal varlıklar olarak insanların ortak ihtiyaçları olduğu görülür. Sosyal alış veriş; konuşma, paylaşma, birlikte yaşam, yardımlaşma, arkadaşlık, evlilik, iletişim, ortak işler yapma, belirli gruplara aidiyet hissetme, hedefler için çalışma… Bunlar her insanın az ya da çok ihtiyaç duyduğu hayatî unsurlardır.

İnsanların  ulaşmaya çalıştığı hayalleri, gerçek durumlarıyla örtüştüğü sürece Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin hangi basamağında olduğunun önemi yoktur.

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi şöyledir:
1- Temel fizyolojik ihtiyaçlar: Yemek, uyumak, giyinmek, barınmak…
2- Güvenlik ihtiyacı
3- Sosyal ihtiyaçlar: Bir gruba ait olmak, sevilmek, yardımlaşmak...
4- Saygı ve statü ihtiyacı: Takdir edilmek, saygı görmek, kendine güvenmek…
5- Kendini gerçekleştirme

Böyle bir hiyerarşiyi savunmak insanları motive etmek yerine onların hayalleri üzerinde yıkıcı etkiler yapar. Böyle bir hiyerarşinin dayatılması, kişinin hayallerini ve motivasyonunu belli kalıplara sokmak olur ki bu, insanın tüm yaşam verimliliğini olumsuz etkiler. Her ne kadar insanın ilk ihtiyaç duyacağı şey bu hiyerarşinin ilk basamağı olsa da yine de 3. ve 4. sırada belirtilen sevgi ve saygı görme ihtiyacını hisseder. Bu da çok normaldir. Fakat bu hiyerarşiye göre birinci basamağı aşamamış bir insanın sevgi-saygı ihtiyacı ve hakkı yoktur. Hayallerinin peşinden gidemez. Bana göre ihtiyaçlar bir dalgalanma halindedir ve kişinin psikolojik durumuyla, motivasyon düzeyiyle direkt etkileşimdedir. Bu göz önüne alındığında, insanların hayallerini, bunlara ulaşılabilirliğini desteklemek, onları motive etmek, hem onların hem bizim başarımızı olumlu etkileyecektir.

İnsanları motive etmek, onlardaki gerek topluma gerekse kendilerine ve yakın çevrelerine karşı sorumluluk duygularını beslemek, teşvik etmek bu insanların yıpranmalarını önlemekle kalmaz; olumlu yönlerini, yetenek ve potansiyellerini de besler. Günümüzde motive edebilmek önemli bir sanat hatta ilim haline gelmiştir. Motive etmek, halk tabirinde kullanıldığı gibi insana gaz verme - gaza getirme değildir. Hayalleri beslemek, hayalleri istek haline çevirip diğerlerini eleyerek bir zaman ve plan dâhilinde kişinin bunlara ulaşmasına yardımcı olmaktır. Motivasyon, kişi ile hayalleri arasındaki perdeyi ortadan kaldırır.

İnsanların hayalleri onların dünyasıdır. Bu dünyaya yıkıcı bir etki ile girmek, hayalleri altüst etmek, onlarda düzeltilmesi zor hasarlar meydana getirebilir. Başarılı insanlar bu hayalleri yıkmak yerine, bu hayallerin istek haline getirilmesine ve ulaşılmasına yardımcı olmak için kişiyi bu yönde geliştirmeye, motive etmeye çalışır. Kişinin hayallerine ulaşabilmesi için yol gösterir. Motive edici kuvvetleri, hisleri ve uyarıcıları belirleyip fark edilmesini sağlar. Ayrıca, insanların kendi kendilerini motive etmelerinin de sağlanması gerekir; çünkü sürekli dıştan gelen motivasyonlar kişiyi körleştirir, motivasyon tembelliği oluşturur. İnsanların hayalleri değişkendir. İstekleri ise, bu hayallerin içinden çıkan, ulaşıldığında da başarı diyebileceğimiz unsurlardır. Bunlar, kişisel ya da toplumsal fayda ve tatmin sağlarlar.

İnsanların hayallerini bilinçsizce beslemek obez hayallere, gerçeklikten kopmalara sebep olur. Ölçülü bir şekilde motivasyon kullanarak kişi harekete geçirilmelidir. Motivasyon faktörleri arasında, sadece fizyolojik ihtiyaçların karşılanmasının yanında; başarı hissini yaşatma, yeteneklerini ve potansiyelini ortaya koyarak somut sonuçlar elde etme, fark edilme, sevdiği işleri yapma fırsatı verme, ilerleme, yükselme hissi verme, sorumluluk verme vardır. Bunlar, motivasyonun kurmay subaylarıdır. Motivasyon, kişinin içteki fünye diye örneklendirebileceğimiz harekete geçme isteğini çekebilmelidir. Yoksa sadece kişiyi tahrip eder ve asıl istenen etkiyi yapmaz.

100 Yıl Önce Savaş Kazandıran Motivasyon Yöntemi

Motivasyonda eğitimin ve sosyal yaşantının da önemi büyüktür; çünkü hayallerin sınırını da bunlar belirler. Dünya savaş tarihinden bir örnek verecek olursak, 1904-1905 Rus-Japon Savaşı'nı Japonya'nın kazanmasında eğitimin ve doğru motivasyon şeklinin kullanılmasının büyük rolü vardır. Neredeyse %90'ın üzerinde okur-yazar olan Japon ordusu, %60 okur-yazar oranına sahip Rus ordusunu yenmeyi başarmıştır. Bir başka yöne bakacak olursak, Rus Çarı, askerlerini motive etmek için cepheye kutsal fotoğraflar, aziz ve azizelerin fotoğraflarını gönderirken, Japon İmparatoru cepheye ayrıntılı savaş haritaları göndermiştir. Bu ayrıntılı haritalar Japon askerlerinin savaşı kazanma ve yaşama hayallerini besleyerek onları bilinçli bir şekilde motive etmiştir. Dinsel öğeler ise Rus askerlerine ölümü çağrıştırarak kazanma ve yaşama hayallerini tahrip etmiş, içlerindeki ölüm korkusunu beslemiştir.

Görüldüğü gibi motivasyonda, içinde bulunulan durumun ve kişilerin zihinlerinde oluşan korku, endişe, hayal ve arzuların ne olduğu hayati önem taşımaktadır.

Hayallerini paylaştığınız, desteklediğiniz, anlamaya çalıştığınız, bu hayallerine ulaşmasına yardım ettiğiniz, ait olduğu ortamda var olmasını sağladığınız her insan, büyük bir şevkle sizin yanınızda yer alır. Motive edemediğiniz bir insanla ne iyi ilişkiler kurabilirsiniz ne onun verimliliğin artırabilirsiniz ne de ona liderlik yapabilirsiniz. Motivasyonla, çölde susuz kalmış bir insanı bile ayağa kaldırabilirsiniz. Motivasyon, kişilerin ilişkilerini, iletişimlerini verimli ve sağlıklı hale getirir.

Motive etmek ya da motive olmak için insanları birbirleriyle yarıştırmaya veya bizim yarışmamıza gerek yoktur. Her insan kendine özgüdür ve ancak kendisini en iyi şekilde ortaya koymak için kendisiyle yarışabilir. "Tavşan kaç, tazı tut" mantığıyla sağlanamaz. Böyle tarz motivasyon, kişileri "Kazanmak için her yol mubahtır" yaklaşımına iter ki bu, ahlaki zaafları ortaya çıkartır.

Hayal Tembelliğine Yakalanmayalım

İnsanları hayal âleminde yaşamaktan kurtarabilmek ancak onları hayallerini yıkmadan, ulaşabilecekleri hayalleriyle gerçek âleme çağırmak ve motive etmekle mümkündür. Hayallerine yıkıcı etkiler yapılan insanlar, hayal tembelliğine yakalanırlar ve onlara ulaşmak zorlaşır.

Sporda start tembelliği denen bir durum vardır. Sporcunun bir yarışmada yetersiz motivasyonu olması sebebiyle ortaya çıkar. Sporcu isteksizdir, yarışmak istemez, mücadele isteği yoktur, sahip olduğu yetenekleri tam olarak kullanamaz. Hayal tembelliğine yakalanan kişiler de isteksiz, potansiyel ve yeteneklerini kullanamayan, mücadele etmekten kaçan ve sadece belli standartları yerine getirerek iş gören, yaşayan insanlar haline gelirler. Bu durumu aşmak, ancak o kişilerin hayallerine ulaşmakla mümkündür.

Motivasyon, kişilerin yaşam güçlerini ortaya çıkarır.
Yıllardır motivasyonun doğuştan geldiği düşülmüştür. Bazı insanlarda vardır, bazılarında yoktur. Oysa günümüzde yapılan çalışmalar sonrasında tersini öğrenmediğimiz sürece, tüm insanların doğuştan kendini yeterli hissetme dürtüsüne sahip olarak dünyaya geldiği gözlemlenmiştir. Oynayan çocuklar izlendiğinde, çocukların kendi sorunlarını kendilerinin çözdükleri görülür; çünkü bunları ilginç ve üstesinden gelinebilir bulmaktadırlar. Yöneticiler için yapılan bu tür bir halka atma oyununda da yine (motivasyonunu kaybetmemiş) kişilerin her olumlu deneme sonunda halka atma mesafesini %50 arttırdığı görülmüştür. Benzer şekilde, belli bir göreve motive olmamız için "duygusal bağ", "meydan okuma" ve "getiri"ye sahip olmamız gerekir. En etkili getiri, dışarıdan verilen bir ödül değil, "iç doyum"dur. Aşırı denetime yönelir, meydan okumaları kendimiz belirler ve bunları henüz kişisel getiri elde etmeye hazır olmayan durumdaki kişilere dayatırsak, motivasyon sorunuyla baş başa kalırız.

Hayallere Yapılan Saldırılar Motivasyonu Düşürür

İnsanların hayallerine yapılan bilinçsiz ve kasıtlı saldırılar, onların motivasyonlarını düşürür. Hayalleri ne kadar saçma ve ulaşılmaz olsa da o hayaller o kişiye aittir. Yapmanız gereken, bu kişileri gerçekleşme imkânı olan hayallere motive etmek ve gerçeğe doğru çekmektir. Bunu yapmazsanız tam bir adam harcama canavarı gibi, göremediğiniz birçok yeteneği, potansiyeli kaybedersiniz. Bu kayıplar bir süre sonra sizin üzerinizde motivasyon bozucu etkiler yapmaya başlar; çünkü çevrenizde yeterli yetenekte insan sayısı azalacaktır.

Motivasyonu açıklayan kuramlardan biri de Vroom'un "Bekleyiş kuramı"dır. Buna göre kişileri belirli bir yönde motive eden temel dürtü, kişinin o şeyi elde etmek için gösterdiği istek ve o şeyin gerçekleşmesi konusundaki beklentisine bağlıdır. Buradaki arzulama derecesi, kişinin belirli sonuçlar arasından belirli bir sonucu seçme nedeninin şiddetini, yani bireyin o şeyi elde etme isteğinin derecesini yansıtır. Bekleyiş ise kişinin belirli bir davranışının belirli sonuçları olacağı konusundaki inancının gücünü, yani bireyin o şeyin olması konusundaki beklentisini ifade eder. Kuşkusuz bu beklenti, o şeyin olacağına ilişkin kişisel tahminden başka bir şey değildir. Kişinin herhangi bir şey konusunda motive olabilmesi için, o şey hakkında güçlü bir isteğe ve gerçekleşmesi konusunda yüksek bir beklenti düzeyine sahip olması gerekir.

Dikkat edilirse, burada belirli bir konu üzerinde motivasyonu etkileyen iki temel faktör vardır. Bunlardan birincisi, kişinin o konuyu arzu etme derecesidir. Kişilerin belirli konulardaki arzu ve istekleri ise, kişisel ihtiyaçları (dolayısıyla bireysel gelişim düzeyleri) ile kişilik özelliklerine bağlıdır. Dolayısıyla, uygulanacak motivasyon araçlarında bu olgular dikkate alınmalıdır. Buna karşın kişinin istediği, yani kişiyi motive edebilecek sonuçların gerçekleşmesi yönündeki beklentilerini artırmak gerekir.
 
  GENÇ GELİŞİM DERGİSİNDEN ALINTIDIR