Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: cocuk einstein ve okul hakkindaki gorusu  (Okunma sayısı 1448 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı alin

  • Kıdemli üye
  • Üye
  • *
  • İleti: 334
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Change the world
cocuk einstein ve okul hakkindaki gorusu
« : 06 Aralık 2008, 18:39:36 »



“Okula gitmem neden gerekiyor babacığım?..”
Sert görünüşlü baba, sekiz yaşındaki oğlunu tepeden süzdü.
“Albert, kara cahil biri olarak mı büyümek istiyorsun yoksa?..”
“Kara cahil de ne demek?..”
İyi döşenmiş geniş salonun öbür ucundan bir kahkaha yükseldi. Baba ile oğul birlikte, büyük piyano başındaki anneye döndüler.
“Ah Hermancığım, bilmiyor musun, o oyunda Albert’le başa çıkamayacağını?”
“Doğrusunu istersen ne demek istediğini anlayamıyorum” diye kekeledi kocası.
Eski bir Macar halk şarkısını çalmayı sürdüren Bayan Einstein,
“Haydi, haydi bilmezlikten gelme, bilmiyor muyum sanki, Albert’i soru sormaktan vazgeçirmek için, sorusuna soruyla yanıt vermek taktiğini! Ama görüyorsun ya, yürümüyor!”dedi.
Albert seğirterek annesinin yanına gitti ; tuşlar üzerinde kayan usta parmaklar ona bir anda ne sorduğunu unutturmuştu. Piyano şarkı söylüyordu adeta! İki tuşa sertçe vurarak  çalmasını noktalayan anne, taburesinde döndü, oğlunu kolları arasına aldı. Çocuğun koyu gür dalgalı saçlarının üstünden kocasına gülümsedi ;
“Görüyorsun ya, Albert’i soru sormaktan alıkoymanın bir yolu var;  benim müziğim!”
Baba da gülümsedi, bir şey demeye kalmadan, oğlan annesinin kucağında dönerek,
“Soru sormak kötü bir şey mi?” diye sordu.
Bu kez gülme sırası babasındaydı ;
“İşte bu da sana! Boşuna övünme, senin müziğinin de onu durduracağı yok.”
Anne kocasını duymazlıktan gelerek, oğluna döndü ;
“Soru sormanın hiçbir kötü yanı yok tatlım. Yeter ki soruların karşındakini küçük düşürmeye, ya da kırmaya yönelik olmasın!.”
“Ama ben öyle bir şey yapmıyorum anneciğim. Bilmediğim o kadar çok şey var ki, sorarak öğrenmek istiyorum, her şeyi öğrenmek istiyorum.”
Anne gururla gülümsedi ; baba ise biraz duraksamalı,
“Peki, dediğin gibi gerçekten her şeyi öğrenmek istiyorsan yavrum, okula neden gitmen gerektiğini nasıl sorabilirsin? Okul, soruların yanıtlandığı yer değil midir?” diye araya girdi.
“Değildir babacığım!” dedi çocuk. “Yanıtlamak şöyle dursun, soru bile sordurmuyorlar insana. Okuldan hoşlanmıyorum. Hapishanedeymişim gibi sanki. Öğretmenler gardiyanlardan farksız; sıralar arasında gidip gelen gardiyanlar!”
Karı koca tedirgin gözlerle bakıştılar. Albert’in bu suçlamalarına ne diyebilirlerdi ki!...

Enjoy the New Energy, New Awakening & New Oneness