Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Deniz Yıldızı Çorbası  (Okunma sayısı 2438 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

HarikaTurunç

  • Ziyaretçi
Deniz Yıldızı Çorbası
« : 20 Şubat 2008, 11:39:59 »
 Deniz Yıldızı Çorbası

 

"Kurtarabilirim" diyordu kendi kendi kendine. "Deniz yıldızlarını kurtarabilirim." Kumsalda sayısız deniz yıldızı ile karşılaşmıştı. Binlerce hatta milyonlarca olduğu söylenebilirdi. Deniz yıldızlarını denize atmaya başladı birer. O sırada bir adam yaklaştı yanına "Ne Yapıyorsun" diye sordu. "Ben" dedi adam "deniz yıldızlarını kurtarıyorum". Diğeri " ama sayıları o kadar çok ki, ne farkeder" cümlesini söyledikten sonra kurtaran adam kumların üzerinden bir deniz yıldızı aldı ve denize attı ve "Bak, onun için çok şey farketti" dedi. Anlamıştı, kurtarıcı olmak gerekiyordu. Deniz Yıldızlarını kurtaran adam ona çok önemli bir ders vermişti.
"Nasıl kurtarıcı olabilirim" diye düşündüğünde, aklına gelen ilk şey insanları kurtarmak oldu. İnsanları kurtarabilirdi. Fakat insanları kurtarmak için denize atmak gerekmiyordu. İnsanlara yardım etmek gerekiyordu. Beyoğlu'nda dolaşmaya başladı, dolaşırken insanlara " Sizi kurtarabilirim" diyordu ama hiç kimse yardımını kabul etmiyordu, bazıları kızıyor, bazıları küfrediyor, bazıları fiziksel tepki gösteriyordu. Anlaşılan hiç kimse kurtarılmak istemiyordu. Ama niyetliydi ve kurtarıcı olmaktan vazgeçmeyecekti. Ne yapmalıyım diye düşünürken aklına başka bir şey daha geldi. "Bunu daha önce niye düşünemedim" diye hayıflandı.

Sokak köpeklerini kurtaracaktı. Sokak köpeklerini toplamaya başladı. 1, 3, 5, 15 sayıları giderek artıyordu. Bunları besleyecek bir yer aramaya başladı ama bulamadı. Aç kalan köpeklerden biri diğeri ile kavga ederken kendisini bacağından ısırdı. Kuduz aşısı olmaya giderken "Bu köpekler de çok nankör " dedi kendi kendine. Köpekleri kurtarmaktan da vazgeçmişti ama kurtarıcı olmaya kararlıydı hala. "Kurtarmalıyım" diyordu. Deniz yıldızını kurtaran adamın etkisiyle mi, belki de küçükken oynadığı kurtarmaca oyununun etkisiyle mi bilinmez.

Yolda yürürken gözüne çarpan kelimelerle birden uyandığını hissetti. Evet, üzerinde bir vinç olan bir kamyonet vardı ve üzerinde "oto kurtarıcı" yazıyordu. "Evet" dedi kendi kendine "Şimdi aradığımı buldum". Birkaç gün sonra üzerinde "Auto Kurtarıcı" yazan kamyonetinin direksiyonunda oturuyordu. İşte şimdi gerçekten kurtarıcı olmuştu. Oto moto ama olsundu. İstediğine ulaşmıştı. Bozulan otoları kurtarıyordu hem de bedava, onlara "ben kurtarıcıyım" diyordu. Şoförler bu yardımdan çok memnun kalıyorlardı. "Evet bizi kurtardınız" diyorlardı ve bu cümleler gururunu okşuyor ve kendisini çok iyi hissetmesini sağlıyordu.

Günlerden bir gün, kurtarmak için dolaşırken mazotunun bittiğini kamyonetin motorunun durması ile farketti. Mazot alacak parası da kalmamıştı. Kurtarmaya çalışırken sıfırı da tüketmişti. Kendisini aptal gibi hissediyordu. O sırada kamyonetin hoparlöründen "Akıllı ol aklını alırım" şarkısı çalmaya başladı. Şarkıyı dinlerken düşünüyordu. "Akıllı olursam aklımı alacak, o zaman ben kendimi aptal gibi hissedersem aklımı alamaz." Evet, şarkıdaki mesajı şimdi daha iyi algılamıştı. "Aptal olmalıyım ki aklımı alamasınlar" diye aklından geçirirken birden deniz kenarında deniz yıldızlarını denize atan adam aklına geldi. Kurtarıcı olma fikrini o kafasına sokmuştu. Mazotu bittiği için kurtarılmayı bekleyen adamın ulaştığı sonuç ile deniz yıldızlarını kurtaran adamının ulaştığı sonuç farklı mı idi? Merak ediyordu. Oto kurtarıcıyı kilitledi ve deniz kenarına doğru yola koyuldu. Deniz kenarına yaklaştığında denizin kokusunu da almaya başlamıştı.Kendisini biraz daha iyi hissetti. Denizi gördü, sonsuz bir mavilik gözlerinden içeri girerken "Evet" dedi "Ben denizi seviyorum". Deniz yıldızcısını göremedi. Sahile doğru yürümeye başladığında yerde sürünen bir karaltı gördü. Bir el hava kalkıyor ve deniz yıldızını denize atıyordu. Deniz yıldızcısı yerde yatıyordu ve gördüklerine hayret etti. Adamın sakalları uzamış, bir deri bir kemik kalmış, üzerindeki giysiler parçalanmıştı. Büyük bir zorlukla uzanıp binlerce deniz yıldızından birini daha denize atmaya çalışıyordu yattığı yerden. Kendisi yine aynı cümleyi sarfetti "Ama sayıları o kadar çok ki, ne farkedecek". "Bak onun için çok şey farketti" dedi, deniz yıldızını denize atan adam da aynı cümleyi sarfetmişti. Cebinden bir ayna çıkardı ve adamın yüzüne tuttu. "Senin için de çok şey farketti" dediğinde adam aynadaki görüntüsünden ürkerek "Evet farketmiş" dedi şaşkınlıkla. Oto kurtarıcı adam bir lpg tüpü, bir tencere, biraz su ve birazda baharat aradı. Suyu kaynattı, beş on tane deniz yıldızını kaynar suya attı baharatlarla birlikte pişirdi. Deniz yıldızı çorbası yapmıştı, deniz yıldızlarını kurtarmaya çalışan adamı kurtarmak için. Adam önce "Ben bu çorbayı içmem, ben onların kurtarıcısıyım" dediyse de günlerdir çektiği açlığa dayanamayarak büyük bir iştahla çorbayı içmeye başladı. Kendi kendine "Deniz yıldızlarından çorba yapıldığını bilmiyordum" diye düşündü çorbayı içerken. Karnı biraz doymuştu. Yavaş yavaş ayağa kalktı. Çorbacıya teşekkür etti. "Ben nerede hata yaptım?" diye sordu adama. "Ben de kurtarıcı olmak istedim, seni deniz yıldızlarını kurtarırken gördükten sonra." Başından geçenleri anlattı. Kurtarılacak duruma geldiğini farkettiğinde artık birşeyleri değiştirme gereğini de hissettiğini de söyledi. "Haklısın" dedi diğeri "ben de deniz yıldızlarını kurtarmaya çalışırken aynı duruma düştüğümü sen gelmeseydim farketmeyecektim."

"Ama" dedi "Şimdi artık anlıyorum. Deniz yıldızlarının sahile neden vurduğunu hiç düşünmedim ama şimdi düşünüyorum. Derinde olmadıkları için belki, belki kumsalı merak ettikleri için, belki de onlarda kurtarıcı olmak istemişlerdi. Ama ben bunları düşünmeden kurtarmaya çalışıyordum onları. Kurtarılmak istiyorlar mı hiç sormadan onlara." Oto kurtarıcı "Haklısın" dedi. "Onlar biz akıllı olursak aklımızı almak istiyorlar ve çünkü bizim aptal olmamız onların işlerini kolaylaştırıyor" dedi. "Artık yapmamız gereken kendimizi kurtarmak sadece ve kendimizi kurtardıktan sonra, bunu nasıl yaptığımızı isteyenlere ve soranlara anlatmak ve onların da kendilerini kendilerinin kurtarmalarını sağlamak"

Deniz yıldızlarının ve kumların ayaklarının altında ezilen sesi her adım attıklarında kulaklarına ulaşırken kendi istedikleri, kurtarıcı ve kurtarmayı sadece kendileri için yapacakları bir hayata doğru yürüyorlardı, denizin kokusunu ve sesini duyarak dalgalardaki beyaz köpükleri görerek. Kendilerini çok iyi hissediyorlardı. Farkına varmışlar ve kaynaklarını sadece kendileri için kullanmaya başlamışlardı.

Kıssadan hisse "Kurtarıcı olmayı düşünenler kurtarılmak durumunda kalabilirler."

Cengiz Eren http://www.erenlp.com
2002 Kozyatağı
 

nazlita

  • Ziyaretçi
Ynt: Deniz Yıldızı Çorbası
« Yanıtla #1 : 20 Şubat 2008, 14:14:16 »
Ben bu hikayeye bayılıyorum Harika!! Ne zaman okusam, düşünsem çok duygularım...İşte biz de bu yüzden onca yaşlı deniz yıldızı arasında bu hafta sonu karşılıklı kurtarımlar yapacağız; çünkü her huzur evi ziyaretinde ruhumun biraz daha özgürleştiğini, bakış açımın genişlediğini hissediyorum; onlara verdiğimiz mutluluklar da yanımıza kar kalıyor  ;n

HarikaTurunç

  • Ziyaretçi
Ynt: Deniz Yıldızı Çorbası
« Yanıtla #2 : 20 Şubat 2008, 14:29:14 »
 Evet Nazlı bu hafta sonu bizim  deniz yıldızlarımızla beraber olacağımız için  mutluyum,her ziyaretimizden sonra uzunca müddet aklımdan çıkmıyorlar,hüzünle başlayan düşüncelerim mutlulukla bitiyor.
Bu aralar aklımdan Aysel Gürel de çıkmıyor hep  gençti,neşeliydi değil mi? O ndan çıkan o mükemmel sözler insanın aklı almıyor. Onu bir kere bir konserde yakından görmüş,gece boyunca gözlemlemiştim,çok farklıydı ,huzur içinde olsun.