Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Enerjisi Yüksek Yerler  (Okunma sayısı 3046 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Arzu

  • Kıdemli üye
  • Üye
  • *
  • İleti: 215
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Enerjisi Yüksek Yerler
« : 10 Mart 2012, 18:29:06 »
Merhabalar,
enerjisi yüksek yerleri araştırmaya başladım ve yolum İpek yoluna düştü. :)  İpek yolu ve bulabildiğim birkaç tane enerjisi yüksek yerler ile ilgili kısa bilgileri toparlamaya çalıştım. Balıklı Göl-Urfa, Kapadokya, Hatay, Nemrut. Bunlara ilaveten İpek Yolu üzerindeki diğer yerleride araştırabiliriz.Umarım güzel gezilere ve paylaşımlara ilk adım olur.  Namaste  ;n

İpek Yolu sadece tüccarların değil, aynı zamanda, doğudan batıya ve batıdan doğuya bilgelerin, orduların, fikirlerin, dinlerin ve kültürlerin de yolu olmuştur. Teknik alandaki gelişmelerin, kültür ürünlerinin veya ideolojilerin aktarımı, ticari mallara göre daha doğal ve kalıcı olmuştur.
Günümüzde İpek Yolu daha çok turistik bir öneme sahiptir. Batı, İpek Yolu güzergâhı üzerindeki Doğu Mistisizmini kitaplar yoluyla tanımaya başladıktan sonra Batı’nın Doğu’ya olan ilgisi ve buna bağlı olarak turistik faaliyetler artmıştır. Özellikle, “Marco Polo’nun izlerinin peşinden” adı altında düzenlenen gezilerle bölgeye sürekli daha fazla turist gelmektedir. Çin, yabancı turistlere kapılarını 1970’li yılların sonlarına doğru açması ile büyük turizm potansiyelinin hemen farkına varılmış, İpek Yolu üzerinde bulunan görülmeye değer birçok yer ve kültür anıtı restore edilmiş ve resmi makamlarca koruma altına alınmıştır.
Anadolu’da İpek Yolu;
Kuzeyde : Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Sivas, Tokat, Amasya, Kastamonu,
Adapazarı, İzmit, İstanbul, Edirne,
Güneyde : Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş, Kayseri,
Nevşehir, Aksaray, Konya, Isparta, Denizli, Antalya
merkezlerini izlemektedir.
Ayrıca, Erzurum, Malatya, Kayseri, Ankara, Bilecik, Bursa, İznik, İzmit, İstanbul güzergahının da kullanıldığı bilinmektedir.
Selçuklular, Anadolu’daki ticari faaliyetleri canlı tutmak, güvenliği sağlamak amacıyla önlemler almışlar ve bu yollar üzerinde hanlar (kervansaraylar) inşa etmişlerdir.Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Anadolu güzergâhı üzerinde bulunan 11 kervansaray restore edilmiş, turizm amaçlı hizmetler sunabilecek hale getirilmiştir. Bu hanlar;
1.   Sultan Hanı (Aksaray)
2.   Sarı Han (Nevşehir)
3.   Şarapsa Han (Antalya)
4.   Ak Han (Denizli)
5.   Ağzıkara Han (Aksaray)
6.   Alara Han (Antalya)
7.   Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı (Malatya)
8.   Çardak Han (Denizli)
9.   Susuz Han (Burdur)
10.   İncir Han (Burdur)
11.   Alay Han (Aksaray)

Balıklıgöl, (Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri ) Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın en çok ziyaretçi çeken yerlerindendir. İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol"' emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşür. İbrahim bir gül bahçesinin içersine sağ olarak düşer. İbrahim'in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut'un kızı Zeliha da İbrahim'e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Aynzeliha Gölü oluşmuştur. Her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilerek yenilmemekte ve korunmaktadır.

Kapadokya, (Kappadokia) Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.Kapadokya bölgesi, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir bölgedir.Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.

Antakya  Hatay ilinin merkez ilçesidir. Akdeniz Bölgesindedir ve Türkiye'nin en güneydeki il merkezidir. Ortasından Asi Nehri geçen şehrin rakımı 85 metredir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kozmopolit kentlerinden birisidir. Çok uzun bir süre boyunca bir arada yaşamayı öğrenmiş, etnik kökenleri, dinleri farklı birçok topluluğa ev sahipliği yapan bu kent UNESCO (BM Eğitimsel, Bilimsel ve Kültürel Organizasyonu) barış kenti adayı olmuş ve ikinci kent seçilmiştir[2] (UNESCO Sekretaryası bu kategori dahil 8 ödül uygulamasına son verdiğini duyurmuş, ancak şehirlerle ilgili bir veritabanı oluşturmuştur[3]). Çokkültürlü yapısını tarih boyunca korumuş olan ilde aynı ulusa mensup birden fazla dini cemaat bulunmaktadır. En büyük nüfusa çoğunluğuna sahip sünni Araplar ve Sünni Türklerin yanında, Alevi Araplar(Nusayri), Süryaniler, Katolikler, Ortodoks Rumlar, Protestan Araplar, Maruni Araplar, Ermeniler, Yahudiler ve diğer küçük topluluklar Hatay'ın çok kültürlü yapısının dinamiklerini oluştururlar. Örneğin Samandağ ilçesi çoğunluk olarak Nusayri Araplardan oluşurken, Altınözü ilçesi hem Sünni Arap hem de Türk Müslümanlardan ve Süryanilerden oluşmaktadır.
'Hristiyanlık' isminin ilk kez verildiği şehir olan Antakya'da bulunan St.Pierre Kilisesi Hristiyanlığın en önemli tarihi kiliselerindendir. UNESCO'nun dünya mirası öneri listesindedir [4]. Kilise aynı zamanda Hristiyanlarca hac yeri olarak kabul edilmekte ve her yıl burada 29 Haziran günü Katolik Kilisesince ayin düzenlenmektedir.
•   Tarihi ve turistik mekanlar açısından da zengin olan ilde dünyanın ikinci büyük mozaik koleksiyonunu barındıran Hatay Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır.
•   Her yıl 21-23 Temmuz tarihleri arasında kentte Uluslararası Antakya Turizm ve Sanat Festivali yapılmaktadır.
•   Dünyanın en uzun ikinci kumsalı Samandağ'dadır.

NEMRUT
Doğu ve Batı Medeniyetlerinin, 2150 m. yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası, Dünyanın sekizinci harikası Nemrut, Yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır.
Nemrut Dağı, üzerinde barındırdığı dev heykellerin ve anıt mezarın yanı sıra, dünyanın en muhteşem gündoğumu ve gün batışının seyredilebildiği yer olmasıyla da ilgi çekmektedir. Her yıl binlerce insan gündoğumu ve gün batışını seyretmek için Nemrut Dağına gelmektedir.
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak ilan edilen Nemrut Dağı, çevresindeki Kommagene Uygarlığı eserleri ile birlikte ülkenin önemli Milli Parklarından biridir. Nemrut Dağındaki dev heykeller ve tümülüs, Arsameia (Eski Kale), Yeni Kale, Karakuş Tepesi ve Cendere Köprüsü Milli Park sınırları içerisinde yer alıyor.
« Son Düzenleme: 06 Mart 2013, 23:10:49 Gönderen: natalie »

Çevrimdışı f.filiz

  • f.filiz
  • Gönüllü Üye
  • Üye
  • *
  • İleti: 571
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Enerjisi Yüksek Yerler
« Yanıtla #1 : 14 Mart 2012, 14:49:26 »
   Arkadaşlar,enerjisi yüksek yerler için Türkiye haritasında gezerken EDİRNE'yi inceledim.Çok istedim ancak uzun süreli,detaylı gezmeye fırsatım olamadı;hep geçerken uğramak zorunda kalmıştım...Padişahların,Mimar Sinanın... şehri,her dine ve kültüre ev sahipliği yapmış,enrjisi ve görülesi yerleri fazla.Baharla beraber daha da güzel olur,yakın olması da ayrı bir avantaj çünki programımız oldukça yoğun...
   Edirne Valiliği güzel bir tanıtım sitesi hazırlamış hem görsel hem içerik olarak...Sizlerle paylaşmak istedim...Sevgiler...

                         Edirne Valiliği

                       www.edirne.gov.tr
Hakikat ancak deneyim olduğunda vardır...Osho