Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Odaklanma Sorunu - SILVA Metodu & Zihnin Ozgurlesmesi  (Okunma sayısı 30593 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sevimyt

  • Üye
  • *
  • İleti: 70
  • Karma: +0/-0
http://yasamkoclugu.com/

Merhabalar,

Hatırlarsanız geçen gün konsantrasyon güçlüğü çekmemle ilgili bir yazı yazmıştım ve Silva Metodu diye bir metoddan bahsetmiştim. Bu metod benim kısa süre önce internetten ulasmış olduğum bir metod. Yaklaşık 10 -15 gün önce bu konuyla ilgilenmeye başladım.Amaçları odaklanma güçlüğü çeken insanları zihinlerini eğitip kontrol edebilecekleri bir seviyeye getirmek.
Öncelikle web sitelerine üye oldum ve 8 aşamalı bu metodu denemeye karar verdim. Birer gün aralıklı olarak bana mail yoluyla aşamaları anlattıkları mailler geldi. 2. ders konusu içerinde bir tane de audio ses dosyayı indirdim. Ve onerilen bu audio ses dosyayı aracılğı ile onların ifadesiyle "meditasyon" yapmamdı. Bu 30 dakikalık bir ses dosyayı. Aslında yaptırılan çalışma bir derin gevşeme çalışması. Fonda bir ses size oncelikle vucudunuzun belirli yerlerine odaklanarak sonrada gevsek bıraktıratak derin gevseme calısması yaptırıyor. Bu işin ilk asaması. Aynı zamanda tum 30 dakika boyunca fonda derinden gelen bir "pat-pat" sesi duyuyorsunuz. Ben bu sesi tatil beldelerinde kucuk balıkcı teknelerinin (pancar motorların) cıkarmıs oldugu sese cok benzettim. Sonradan öğrendiğime gore bu ses anne karnındaki bebeğin duymus oldugu kendi ve annesinin kalp atıs sesi imiş. Sanırım bunun da gevsemede oldukca faydası dokunuyor. Doktorlar bebeklerin 3-4 aylıkken gecirmiş oldukları kolit yani aglama nobetleri sırasında ailelere sac kurutma makinası sesı yada elektrık supurgesı sesı onerıyorlar. Bu sesler bebegın anne karnında duydugu seslere benzedıgı ıcın bebeklerde ınanılması guc bır rahatlama yaratıyor. Sanırım bu da bu mantıkla kullanılıyor.
Sonu itibari ile bu derin gevseme calısması ile öncelikle amaçladıkları sey sizi alfa seviyesine yani onların ifadesi ile meditasyon seviyesine çekmek.
Ben vermiş oldukları bu uygulamayı denedim. Gerçekten de ilk denemelerimde çok rahatladığımı hissettim. Fakat daha sonraki denemelerimden birinde zihnimin aşırı derece de açıldığını farkederek açıkçası bu durumdan biraz ürktüm. Çünkü uyuyamama gibi durumlar baş göstermeye başlamıştı. Zihnimi bir boru gibi düşünürsem bu borunun çapının genişlediğini gerçekten hissettim. O derede etkilendim kısacası.
Derslerin devamında ise bu ses dosyayısını kullanarak farklı denemeler yapmam isteniyordu.
Ornegin bir sonraki aşama derin gevşeme boyutuna ulaşınca yani alfa seviyesine ulaşınca var olan ve çözmek istediğiniz bir sorununuz etraflıca ve tüm detayları ile düşünmeniz isteniyordu. Bu sorunlara bu seviyedeyken cevap alacağınız ve nasıl çözeceğinizi farkedeceğiniz söyleniyor.
Gene bir sonraki aşama  -Creative Visualization- yani yaratıcı canlandırma. Hayatınızda neyin gerçekleşmesini istiyorsanız onu alfa seviyesindeyken düşlüyor düşünüyorsunuz. Anladığım kadarı ile bir çeşit beyni yeniden programlama. Ve bir sonraki aşama ise gene alfa seviyesindeyken sağlığınıza odaklanmanız ve boylelikle hasta iseniz bu hastalılardan kurtulmanız vesaire..

Açıkçası benim için ilginç bir deneyim oldu. Bu konu ile ilgili hala tedirginliklerim ve şüphelerim var. Öncelike anladığım kadarı ile zihnin yeniden kodlanması gibi bir durum söz konusu ki ben de bunun yoga ile farkındalıklarımız artırmaya çalışıp koşullanmalarımızdan kurtulmaya çalıştığımız şu aşama da başka türlü bir koşullanma yaratacağından endişeliyim.
Zaten bu tarz "düşün seninde olsun" türünden sonuç odaklı ve koşullanma gerektiren zihni var olan tutsaklıklarında kurtarıp başka türlü şeylere tutsak eden yaklaşımlara hep şüphe ile baktım ve anlayamadım.

İşin doğrusu bu konuda bir cevap arıyorum;
Bu platformda bulunan bizler neyi arıyoruz?
Sanırım herkesin ortak cevabı "mutluluk" olacaktır.
Benim temel çelişkim, temel sorum ise şu;
Mutluluğu zihnimizi ve kendimizi  tutsaklıklarından özgür kılarak mı mutlulluğa erişebiliriz, yoksa onu yeniden kodlayarak mı?

Ve esas soru bu yeniden kodlama başka türlü bir tutsaklık yaratmaz mı?

Bu konularda bilgisi ve fikri olan ve beni aydınlatabilecek olan varsa çok sevinirim.


Selamlar&Sevgiler

Sevim

http://yasamkoclugu.com/
« Son Düzenleme: 18 Mart 2013, 21:43:34 Gönderen: natalie »

nazlita

  • Ziyaretçi
Ynt: Odaklanma Sorunu - SILVA Metodu & Zihnin Ozgurlesmesi
« Yanıtla #1 : 30 Ocak 2008, 09:55:03 »
Sevim;

Sitenin adresini verir misin, ben de merak ettim açıkçası...Endişelerini haklı buluyorum; çünkü yanlış kişiler tarafından yaptırılan meditasyon zihinde tamir edilemez hatalar oluşturabilir diye düşünüyorum ve uygulamayı yaptığın için de çok cesaretli olduğunu düşündüm açıkçası   ;q

Bu platfomda bulunan bizler 'biz' i arıyoruz, öz' ü arıyoruz...O kadar derine saklanmış ki benlik ve öz, buna giden doğru yolu biliyoruz, saflaşarak yüreğimizin götürdüğü yere gitmeyi öğreniyoruz, çünkü saf olmayan yürek hiçbir yere götürmüyor...

 ;n

Çevrimdışı sevimyt

  • Üye
  • *
  • İleti: 70
  • Karma: +0/-0
Ynt: Odaklanma Sorunu - SILVA Metodu & Zihnin Ozgurlesmesi
« Yanıtla #2 : 30 Ocak 2008, 11:50:30 »
Yurtdışında 1966 yılından bu yana uygulanan bir sistemmiş. Bir çok ülkede yaygın şekilde uygulanıyormuş.
Türkiye' de ise öğrenebildiğim kadarı ile çok yeni bir sistem. Ayşen Edis öncelikle İzmir de başlatmış bu sistemi. Şu günlerde ise İstanbul'da tanıtma ve yaygınlaştırma çabasında anladığım kadarı ile. Özgeçmişine baktığım kadarı ile psikoloji eğitimi almış birisi.
Açıkçası araştırma yaparken ben öncelikle bu yurtdışı sitesine ulaştım ve onu inceledim. Türkiye uygulamasını ise tesadüfen buldum.
Hatta sanırım geçen hafta İtü Maçka tesisinde bir tanıtım dersleri vardı. Bu hafta ise Kadıkoy yakasında tanıtım dersleri oalcakmıs. Şubat ayı içerisinde ise eğitim seminerleri başlıyor. Ben "meraklı bir kişilik" ve "araştımacı gazeteci" :)  yanımla kendileri ile temasa geçip bilgi edindim. Seminerleri 3 gün sürüyormuş ve 600YTL gibi bir bedeli var bu eğitimin.
Hatta gecen hafta tanıtım derslerıne gitmeyi dusunmustum ancak daha sonra vazgeçtim biraz da tembellik ettim.:)





« Son Düzenleme: 18 Mart 2013, 20:06:35 Gönderen: natalie »

Çevrimdışı sevimyt

  • Üye
  • *
  • İleti: 70
  • Karma: +0/-0
Ynt: Odaklanma Sorunu - SILVA Metodu & Zihnin Ozgurlesmesi
« Yanıtla #3 : 30 Ocak 2008, 13:57:23 »
bir önceki mesajımda da söylediğim gibi araştırmayı seven bir yanım var. Bilgi sahibi olmadan araştırmadan genelde hareket etmem. Zaten bu konudan Mert Hoca'mı da haberdar etmiştim. Kendisine konu ile ilgili kısmen bilgi vermiştim.

Açıkçası benim uzun zamandır çelişkide olduğum ve kafamda cevap bekleyen konu ilk mailimde de belirttiğim üzere olması gereken zihnin özgürleşmesi mi yoksa zihnin yeniden kodlanması mı gerektiği.

Bana sanki bu konuda ortada iki farklı yaklaşım varmış gibi geliyor. Bu konuyu çeşitli zamanlarda derslerde de dile getirmeye çalıştım ancak sanırım derdimi çok iyi ifade edemedim.

Belki yoga meditasyon zihnin ve ruhun ozgurlesmesi,  NLP vesaire gibi konularda yeterli bilgi ve altyapıya sahip olmadığım için parçaları birleştiremiyor ve eksik bilgi ile yanlış yorumluyor ve yanlış sonuçlar çıkarıyor olabilirim. Ancak ben bu konularda net bilgiye, fikre ve inanca sahip olmadan kendi adıma çok fazla yol katedemeyeceğimi düşünüyorum.

Konuyu şu şekilde açacak olursam sanki bana ortada iki temel yaklaşım varmış gibi geliyor. Biri bizimde içinde olduğumuz mediyasyon yoga vesaire gibi yontemlerle kendimizi ve zihnimizi ozgurlestirme cabamız. Cunku mutluluga ancak ruhumuzu ve zihnimizi ozgurlestirerek ulasabilecegimizi dusunuyoruz. Tustaklılardan kurtularak ki, ben de buna inanıyorum.
Bir diğer yaklaşım ise zihin ve düşünce gücü ile bir takım şeylere ulaşma çabasında olanlar. Çekim gücü, istemek, odaklanmak zihni merkez kabul edip onun üzerinde emellerine ulaşma yaklaşımı ki genelde buradaki amaçlar daha maddi odaklı oluyor. En bilinen örnek Secret kitabında olduğu gibi yada ne bilim %100 Düşünce Gücü ve benzeri kaynaklarda olduğu gibi.
Bu kaynaklarda da hedef mutluluk ve başarı olsa da daha çok sahip olunan yada arzulanan materyaller ( ev- araba- iyi iş- iyi maaş vs. ) üzerinden mutluluğun yakalanabileceği ifade ediliyor çoğunlukla. Ya da sanki mululuk sadece bir ev sahibi olmakmış ya da lotoda kazanmakmış gibi.
Iste bu ikinci yaklaşım türünde benim anladığım kadarı ile zihnin yeniden kodlanması gerek. Örneğin pozitif düşünün, neyi istersenin onu elde edersiniz gibi ifadelerle zihnin yeniden kodlanması ve hayata yaklaşımın yada bakış açısının değiştirilmesi amaçlanıyor.
Burada Osho'nun Khrisnamurti'nin bahsetmiş olduğu evrenin doğasına ve mükemmel akışına kendini bırakmak gibi bir yaklaşım yok gibi. Daha çok insanın arzularını merkez alan bir yaklaşım. Ve benim anlayabildiğim ve görebildiğim kadarı ile gene bu yaklaşım aslında bizi özgürleştiren değil başka şeylerin tutsağı yapan bir yaklaşım. Çünkü burada zihnin özgürleştirilmesinden çok zihin gücü ile bir takım şeylere sahip olmaktan bahsediliyor.

En başta da dediğim gibi belki ben bu konuda eksik bilgi ile yanlış değerlendiriyor olabilirim. Ama zaten benim de tek arzum zihnimin içinde anlam bulamamış bu takım bilgilerin doğru şekilde yerini alması. O nedenle yapacağınız her türlü açıklamaya vereceğiniz her türlü bilgiye açığım.

Biliyorum belki biraz tembellik ettiğimi düşüneceksiniz bu netliği okuyarak araştırarak kendi kendime bulabilirdim belki, ama o kadar çeşitli kaynak ve o kadar farklı yaklaşımlar varki okumaya devam ettiğim halde çelişkilerimden kurtulamadım. Ve sanırım bu konu dipsiz bir kuyu gibi..

Ve en basitinden az önce bahsetmiş olduğum Silva metodu bile zihin ve odaklanma merkezli bu yaklaşımı sergiliyor. Dolayısı ile insanın kendisini nereye götüreceğini bilmediği bir arabaya binmesi zor oluyor.

Şimdiden herkese teşekkürler

Sevim
« Son Düzenleme: 18 Mart 2013, 21:36:49 Gönderen: natalie »

HarikaTurunç

  • Ziyaretçi
Ynt: Odaklanma Sorunu - SILVA Metodu & Zihnin Ozgurlesmesi
« Yanıtla #4 : 31 Ocak 2008, 09:26:25 »
 Merhaba Natalıe

Çok güzel özetlemişssin teşekkürler,sabah işe koyulmadan çok iyi geldi.

Sevgilerimle

Çevrimdışı sevimyt

  • Üye
  • *
  • İleti: 70
  • Karma: +0/-0
Ynt: Odaklanma Sorunu - SILVA Metodu & Zihnin Ozgurlesmesi
« Yanıtla #5 : 04 Şubat 2008, 16:57:38 »

Merhaba Natalie,

Öncelikle verdiğin cevap için çok teşekkür ederim.
Yazdıkların gerçekten güzel ve konuyu da gerçekten güzel açıklıyor. Ancak gene de benim kafama takılan bir takım şeyler var.
Mesela Secret örneğinden yola çıkarsak hatırladığım kadarı ile orada şöyle bir örnek vardı. Eğer yalnızsanız ve bir sevgiliniz olsun istiyorsanız yatağınızı çift kişilik alın ve her akşam yatarken sanki yanınızda birisi varmış gibi düşünün. Sanki yatağınızı birisi ile paylaşıyormuş gibi. Buradaki gibi ve buna benzer bir sürü örnek ile karşılaştım. Ancak gördüğüm kadarı ile bu örneklerin bir çoğu insanlarda koşullanma ve beklenti doğuruyor. Ve zihinde oluşan beklenti ve bu tarz olgulara odaklanma kişilerde andan uzaklaşma yaratıyor. Var olan bu anı yaşamadan sürekli geleceğe yönelik bir takım plan ve projelerin üzerine yoğunlaşmış oluyor zihin. Ayrıca gene sahip olma arzusu ve kaybetme korkusu çıkmazı içerisine kendini hapsetmiş oluyor zihin. Bu nokta da bana sanki aslında varmak istediğimiz noktanın tersi yönünde hareket ediyormuşuz gibi geliyor. Ayrıca zihin bir sure sonra Mert Hoca’nın derste söylediği gibi gerçeği degil de ilüzyonu yaşayabiliyor ki tüm bunlar bana aslında bizi varmak istediğimiz noktadan daha uzağa düşürüyormuş gibi geliyor.

Yapıcı olmak iyimser olmak elbette güzel şeyler. Hayata bu şekilde bakmak evrende olmuş olan ve olacak olan herşeyin aslında bizim iyiliğimiz için olmakta olduğunu bilmek... Ancak pozitif düşünce üretmek adı altında çeşitli beklentilere girmek ne kadar doğrudur? Ya da kendini buna koşullamak boylece kendini gene varoluştan ayırmak olmaz mı? Koşullamanın iyisi yada kötüsü olabilir mi?  Yoksa Krishnamurti’nin dediği gibi amaç tüm koşullanmışlıklarımızdan tüm korkularımızdan arınmak mıdır?

Zihin gücü ile de olsa sahip olduğumuz şey aslında bizim sahibimiz değil midir? Sonucunda bir sevgilim olsa da aslında gerçekte elimde var olan şey onu kaybetme korkusu değil midir? Çünkü arzulan ve istenen şey onu kaybetme korkusunu da beraberinde getirmez mi? Sonuçta belki bir araba, iyi bir iş yada bir servet sahibi olabilirim tabi yanında onu kaybetme korkusu ile de beraber..

Bu konuda bir arkadaşımın yazmış olduğu bir yazı bu konu ile birebir örtüşmektedir. Aşağıda gönderiyorum.
Bu konu üzerine söyleyecek sözü olan herkesten bişeyler duymak isterim. Gördüğünüz üzere hala yanıt bakleyen sorularım var. Herkese teşekkürler…

                          İSTEMEK,  HAZ,  MUTLULUK

       Dilediğiniz her şeyin olmasını ister misiniz?
       Evet mi?
       Peki dilediğiniz her şeyin olmasını neden istersiniz?
       Yaşamınızın daha zevkli, daha renkli olacağını ve sizi mutlu edeceğini mi düşünüyorsunuz?
       Çok istediğiniz birşeye sahip olduğunuzda veya çok istediğiniz bir iş olduğunda bu sizi sevindirir ve mutluluk verir mi? Veriyorsa bu sevinç ve mutluluk ne kadar sürüyor? Birkaç yıl, birkaç ay, birkaç gün? Yoksa birkaç saniye mi?
       Süresi ne olursa olsun sevinç ve mutluluğunuz sonsuz değil. Mutlaka sona eriyor.
       Bazen de istediğiniz şey olduğunda bu sizi hiç mutlu etmez. Hatta kimisi acı verir.
       Kendimizi beden olarak kabul ettik.
       Gerçek bu değil.
       Biz, doyumun, güzelliğin, renkliliğin, mutluluğun kendisiyiz. Kendimizi beden olarak kabul etmemiz, bu gerçeği hem görmemize hem de yaşamamıza engel oldu. Ve ben, mutluluğu ve güzelliği bedenin sınırları içinde aramaya başladı. Bedenle özdeşleşme nedeniyle Ben'in mutlulukla bağlantısı kesildi. Böylece beden, gerçek doyumu da yaşayamaz oldu. Çünkü gerçek doyum, gerçek mutluluk varsa vardır. Ben, doyumsuzluğunu haz peşinde koşarak gidermeye çalıştı. Halbuki haz, hem geçici hem de yüzeysel bir doyum yaratır. Ve haz, hiçbir biçimde mutluluk değildir.
       Ben'in bedene bağlı sonu gelmez arayışları, onu hiçbir zaman mutlu edemedi. Halbuki aradığı zâten kendisi idi.
       Şunun anlaşılması kesinlikle yaşamsaldır: Biz, mutluluk ve güzelliğe "sâhip değiliz". "Biz, mutluluk ve güzelliğin kendisiyiz". Buna dikkat edin.
       Sahip olduğunuz bir şeyi eninde sonunda mutlaka kaybedersiniz. Sahip olunacak her şey zamana bağlıdır. Bu, var oluşun doğasıdır.

Yazan: MUSTAFA ÇETİN