Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Tanrı'nın lütfu  (Okunma sayısı 1939 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı elif

  • Üye
  • *
  • İleti: 205
  • Karma: +0/-0
Tanrı'nın lütfu
« : 23 Ağustos 2007, 22:47:32 »
Mevlana der ki:
'Tanrı bir halden bir hale döndürme esnasında her şeyi zıddı ile meydana çıkararak seni halden hale döndürür durur.'
Tanrı yasasında yaratılış sonsuzdur. Çünkü Tanrı'da eylem ve hareketlilik bitmez. Yine bir yaratılış esnasında üç boyutlu aleme has bir özellik sergilemiştir. Bu özelliğin en önemli yanı her şeyin zıddı ile olmasıdır. İşte bu zıddiyet ile varlık halden hale geçer durur. Kah negatifliğini kah pozitifliğini zaman zaman da dengede oluşunu yaşar. İşte bu oluşlar içinde döner ve halden hale geçmenin bütün özelliğini yaşar. Halden hale dönmenin özünü yaşayanlar bir farkındalığın sahibidirler. Farkında olmak Yaradan'ına hizmettir. Bu boyutumuzun bir gereği olarak yaşanır.
Bazı şeylerin eskiye göre değişmesi hem gerekirliktir hem de tekamül gereğidir. Dahası 'İki günü bir olan ziyandadır' anlayışının ta kendisidir.
Ezoterik öğretilerde ifade edildiği gibi 'Kendini bilen Rab'bini bilir.'
Kendimizi bilmekten anlamamız gereken, Tanrı'dan geldik, Tanrı'ya gideceğiz. Ama bu sonsuz yolda sonsuz tekamül safhaları vardır.
Biz Tanrı olamayız, Tanrı değiliz, ama Tanrı'danız. Bu sebeple hiçbir varlık Tanrı'ya ulaşamaz. Ulaşıldığı an yaradılış ta bitmiş demektir.
Mevlana yine şöyle der:
'Şayet birisine yanılgı ve ihmalden uyanmak nasip olmuşsa bu Allah'ın rahmetinden bir lütuftur.'
Kendi sorduğu soruya kendisinin cevap vermesi Evrensel Mevlana için bir gerekliliktir deyip, sorusunu ve cevabını iletiyoruz:
'Evrenin düzeni niçin böyle...'
'Bu dünyada O, ne dilerse o olur, anla artık!'
'Allah'ın yolu, her bir zorluğu tek tek çözmek değildir; bazen bir cevap ile bütün sorular cevaplanır ve bir çırpıda zorluklar çözülür.'
Dünyanın şartları, farklı evren boyutlarındaki tekamüllerinden farklıdır. Bilmedğimiz ama hissettiğimiz birçok farklı boyutların varlığının dünyadakiyle aynı olmadığını biliyoruz. Bunun nasıl olduğunu değil ama gerekirlik olduğunun anlatımını, Mevlana Fihi Mafih'te şöyle ifade etmiştir:
'Söylemek ve susmak, yemek ve uyumak, gazap ve af, dönen bir değirmen çarkına benzerler. Durmaksızın dönen bir değirmen çarkı... Bunlar, senin dünyanın şartları. Şimdi madem bunu biliyorsun Allah'a şikayet et, yalvar ve yakar, de ki: Ey Allah'ım! Bu yol ve bu dönüp durma yerine bana manevi bir dönme ihsan eyle, çünkü bütün ihtiyaçları sen karşılarsın ve senin kerem ve rahmetin her şeyi kuşatır. Şayet bu hedefe tam olarak ulaşılmışsa, orası nur üstünde nurdur.'
Nur üstünde nur olan yer, her tekamül aşamasından sonra ulaşılan durumdur.  
BİLİNMEYEN MEVLANA - BURHAN YILMAZ

Umarım hepimize nasip olur :), biz yeter ki elimizden geleni yapalım, gerisini Tanrı'ya bırakalım...

IŞIK VE SEVGİYLE KALIN