Bir zamanlar bir delikanlı bir bilgeye talebe olmak istedi."Bana talebe olmak zordur korkarım sen bunu başaramazsın." dedi bilge.
Ancak genç kararlıydı.kendisinden ne istenirse yapmaya hazır olduğunu söyledi. Bilge de ona manevi yolda ki ilk vazifesini verdi.
"Bir yıl boyunca kim seni kızdırmaya çalışırsa çalışsın ona 1 lira vereceksin."
Genç denileni yaptı ve tam bir yıl boyunca kendisini öfkelendirmeye çalışan insanlara para verdi. Bir yılın sonunda genç, bildeye geldi ve bundan sonra ki vazifesine hazır olduğunu bildirdi.
"Önce şehre git ve bana biraz yiyecek al," dedi bilge.
genç yanından ayrılır ayrılmaz, bilge dilenci kıyafetine bürünüp sadece kendisinin bildiği kısa bir yoldan gençten önce şehre vardı.Gencin geçeceği yol oturdu ve onu bekledi.Genç tam yanından geçecekken dilenci ona hakaret etmeye başladı.Başkalarının duyacağı seste onun ne kadar aptal göründüğünü söyledi. Ama gençte hiç bir öfke belirtisi yoktu.Tam aksine:
"Ne kadar harika!" diye karşılık verdi sakin bir şekilde."Tam bir yıl bana hakaret eden herkese para vemek zorunda kaldım, şimdi tek kuruş ödemek zorunda değilim."
BUnun üzerine dilenci kıyafetini çıkaran bilge genç delikanlıya şöyle dedi.
"Başkalarının ne dediğine aldırış etmemeyi başaran bir kişi bilgelik yolunda adım atmış demektir.Eminim ki sende bundan böyle hakaretlere aldırış etmeyecek ve doğru bildiğin yolda ilerleyeceksin...
Bu hikaye esasında bir çok öğretiyi içinde barındıran çok sevdiğim bir hikayedir.Nedense her konuya uyan da bir tarafı vardır. Ama bu konuya ilişik olarak koymak istememin sebebi şuydu. Evet ELA haklı bir geçiş dönemindeyiz ve insanlar korkunç bir boşluk içerisinde.Çünkü yaşam şartları giderek zorlaşıyor.Fakat unutmamak lazım ki hayat en büyük öğretmen.Yaşam döngüsü içerisinde en iyi dersi veriyor zaten.Bu gün beslenmek ve su içmek de önemli ama biz bunun içinde para ödüyoruz...Bir yerden bir yere seyahat ederken para ödüyoruz.Sağlık sektörü saydıklarımın en önemlisi yinede hiç bir doktor gel seni bedava iyileştireyim demiyor.Bazen seninle dalga geçenlere bile para verdiğin oluyor tıpkı hikayede ki gibi ama tek farkı bunun farkında bile olmuyorsun...
Hocamın bir lafı kulağımdan gitmez...Herkes kişisel gelişim sürecini başarıyla tamamlayacak diye bir kaide yok demişti.Ne yazık ki bu bilinç seviyesi ile doğru orantılı.Ben de hoca olsaydım, her "ben ders almak istiyorum" diyen insanı hemen talebe olarak kabul etmezdim.Şayet öğrenci hazır değilse bu çok daha büyük zararlara sebep olabilir.İnanç,sebat ve saygı gerektirdiğini düşünüyorum.Farkındalığın bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum.herkes öğretmen ya da eğitimci olamaz bence bu çok hassas ve titiz bir konu.Derin bilgi gerektirmekte.Bizler henüz günlük hayatlarımızda olanlarla mücadele etmeye çalışırken yaşamının tamamını rusal dengelerimizi korumaya, yalıtmaya çalışanlarla aynı seviyede olmamalıyız.
Ben de janbiye katılıyorum bir şey öğrenmek için bir bedel ödemek o bilgiyi satın almak ve özümsemek demektir.
Örnek vermek adına yazıyorum.Bugün Mert hocanı bir çok öğrencisi bir Yoga evi açmasını ve orada ders vermesini arzuluyor. Ben bir parça araştırma yapayım dedim
Tahmin edersiniz kira faturalar, dekorasyon,depozito, emlakçı parası (başka bir emlakçıdan tutarsak tabii
) Tüm bunları üstlenmek herkesin bir anda yapabileceği bir şey değil...Altından kalkarız yada kalkmayız şu an söylemek istediğim konu değildi zaten.Konu sen kişisel gelişim sürecini geliştirmek isteyen insanlara ücretsiz bişeyler yapmayı hedeflerken, bir yandanda tek başına mücadele ediyor olmak...
Bir çok genç arkadaşıma şan teknikleri dersi verdim.Evde otururken canım sıkılmasın diye gel ders vereyim bari diye bir yalvarmadığım kalmıştı.Gelmediler.Ne zaman fiyat belirttim MGM'den bile gelip ders almak isteyenler oldu...Komik ama gerçek...