Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: ANTİBİYOTİK VE YAN ETKİLERİ  (Okunma sayısı 223026 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı deep inside

  • Üye
  • *
  • İleti: 645
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
ANTİBİYOTİK VE YAN ETKİLERİ
« : 07 Şubat 2008, 21:56:28 »
http://www.klasikyoga.com

ANTİBİYOTİKLER
Antibiyotik 1942 yılında Walksman tarafından şu şekilde tanımlanmıştır: Mikroorganizmalar tarafından üretildiği halde, diğer mikroorganizmaları öldüren veya gelişimini engelleyen maddelere antibiyotik denir.

İlk antibiyotik 1928 yılında Alexander Fleming tarafından bulunmuştur. Araştırmacıya 1945 yılında Nobel Tıp Ödülü kazandıran bu antibiyotik Penisilin idi. Penisillin’in ilaç olarak kullanımı 1939 larda başlamıştır. O dönemlerde doğal olarak üretilen Pensillin çok pahalı ve çok az miktardaydı. Pensillin değişmeden idrardan atılan bir ilaç olduğundan ilacı kullanan hastaların idrarları biriktiriliyor ve idrardan tekrar elde ediliyordu. İkinci dünya savaşı yıllarında Zatürre geçiren İngiltere Başbakanı Winston Churchil’le de Pensillin kullanılmış ve idrarı da ilacı tekrar elde etmek için biriktirilmiştir.
1950 nin ilk yıllarında Cefalosporinler bulunup kullanıma girmiş ve bunu diğer antibiyotikler izlemiştir. Başlangıçta sadece doğal yollardan elde edilen antibiyotikler daha sonra laboratuar koşullarında elde edilmeye başlamış, üretimleri artmış ve ucuzlamışlardır.
Her canlı gibi mikroorganizmaların da temel amacı yaşamak ve çoğalmaktır. Her canlı gibi yaşamalarını engelleyen koşullara direnç geliştirme özelliklerine sahiptirler. 1850 yılında infeksiyonları yapan etkenin mikroorganizmalar olduğunu bulan Pasteur tıpta büyük çığır açmıştır. Düşmanını tanıyan tıp kısa zamanda bu mikroorganizmalara karşı silahını da üretti:Antibiyotik…
Antibiyotikler sayesinde infeksiyon hastalıklarından (Zatürre, yara iltihabı, Menenjit, Tifo, Kolera, Veba, Frengi vb….) ölümler hızla azaldı. Ortalama yaşam süresi hızla arttı. Başlangıçta neye uğradığını şaşıran mikroorganizmalar daha sonra bu saldırıya karşı kendilerini koruma çabasına giriştiler. Böylece antibiyotik direnci kavramı ile karşılaştık.
Antibiyotik direnci
bir mikroorganizma türünün bazı suşlarının antibiyotikten etkilenmemesi ya da antibiyotiğe duyarlı bir suşun çeşitli direnç mekanizmalarından biri ile dirençli hale dönmesi olarak tanımlanır. Antibiyotik direncini mikroorganizmalar çok çeşitli şekilde geliştirmektedirler. Duvarlarını antibiyotiğin geçemeyeceği şekle değiştirerek, antibiyotiği parçalayacak enzimler üreterek, antibiyotiğin etki ettiği kısmını değiştirerek vb…


Antibiyotik direncinin son yıllarda hızla artmaya başladığı ve toplumsal sorun haline geldiği vurgulandı sempozyumda. İnfeksiyon hastalıklarından ölümlerin bu gidişle tekrar artacağı kaygısı dile getirildi. Artan direnci yenecek antibiyotiklerin bulunması hem zorlaştı, hem de çok pahalılaştı saptaması yapıldı. Böyle giderse infeksiyon hastalıklarında tedavi başarısının azalacağı ve tedavi giderlerinin artacağı öngörüsünde bulunuldu.
Antibiyotik direncini arttıran en önemli nedenin yanlış antibiyotik kullanımı olduğu görüşüne yer verildi. Gereksiz antibiyotik kullanımı, yetersiz dozda ve/veya sürede antibiyotik kullanımı, gereğinden uzun süre antibiyotik kullanımı, gereğinden fazla dozda antibiyotik kullanımı yanlış antibiyotik kullanımına örnek gösterildi.Ve de üç grubun sorumlu olduğu söylendi.
Birinci grup hekimler. Hekimler antibiyotik reçete ederken; gerek antibiyotik kullanılmasına ihtiyaç olmayan hastalıklarda antibiyotik yazarak, gerekse de gereksinim duyulan hallerde yanlış antibiyotik seçerek, doğru seçtiği antibiyotiği doğru sürede ve/ veya dozda kullandırmayarak antibiyotik direncine yol açıyorlar tespiti yapılıp hekimlerin bu konuyu önemsemesi gerektiğinin altı çizildi.
İkinci grup eczacılar. Ülkemizde antibiyotiklerin reçetesiz satılabildiği ve bu nedenle hastada antibiyotik kullanımı konusunda eğitim almamış eczacıların hastalara reçetesiz antibiyotik satarak ve de yanlış antibiyotik kullanımına yol açarak direnci arttırmaya katkıda bulundukları saptaması yapıldı.
Üçüncü grup Hastalar. Komşusunun iyi gelen antibiyotiğini kendisine de iyi gelir diye kullanarak, eczaneden eczacının uygun gördüğü antibiyotiği alarak, evde daha önceden yarım kalmış bir antibiyotiği kendi düşüncesine göre kullanarak, hekime bana şu antibiyotiği yaz diye baskı yaparak ve de doğru antibiyotik, doğru dozda ve sürede verilmiş olsa bile doğru kullanmayarak hastaların da direnç gelişimine ciddi katkıda bulundukları kayda geçti.
Toplumsal bir sorun haline gelmeye başlayan antibiyotik direncinin azaltılması için her üç gruba da önemli görevler düştüğü söylendi. Hekimler antibiyotik reçete ederken antibiyotik yazma kurallarına sıkı sıkı uyacak, hastalar hekimin önerisi dışında ve önerdiği şekil dışında antibiyotik kullanmayacak ve de eczacılar reçetesiz antibiyotik satmaktan vazgeçecekler.

Antibiyotik Nedir?
Bazı mikropları öldüren ya da çoğalmalarını durduran ilaçlara antibiyotik denir. Antibiyotikler bu ilaçlarla etkilendiği bilinen mikropların yaptıkları hastalıkların tedavisi için kullanılır.
Antibiyotikler ağrı kesmek ya da ateş düşürmek için kullanılmaz.

Antibiyotik İlaçlar
Mini Atom Bombası Antibiyotik ilaçlar bağırsak florasını bozar. Bağırsak florasında ortaya çıkan aşırı zararlı bakteriler ve mantarların üretiği zehirli gazlar ve zehirli alkolleri elimine etmek için aşırı oranda B6, B12-Vitamini ve Folikasit harcanır. Buda homocystein oranının yükselmesine neden olur. Homocysteini B6, B12-Vitaminleri ve Folikasit Metionine çevirerek zararsız hale getirir. Örneğin penicilin nedir? Penicilin küf mantarlarının üretiği toksik maddedir. Yani küf mantarı dğer canlıları yokederek kendine yaşam alanı oluşturur. Penicilin aldığınızda vücudunuzdaki fadalı bakteriler ölür ve ölen faydalı bakteriler yerine çok çok tehlikeli olan mantarlar yerleşir. Ve böylece başta allerji olmak üzere birçok hastalı ortaya çıkar.

ANTİBİYOTİKLERE REZİSTANS
Her canlı yaşamını sürdürebilmek için dış etkilerden korunmak zorundadır. Mikroorganizmalarda birer canlı olduklarından bu kurama uymuşlar, kendilerini yok etme niteliğinde olan antibiyotiklere direnç mekanizmalarını geliştirmeye başlamışlardır. Bakterilerdeki rezistans üç biçimde belirir

Bazı bakterilerde belirli antibiyotiklere karşı doğal bir direnç vardır. Örneğin gram negatif bakterileri penisilin, ve diğer birçok bakterileri, antimikotik preparatlar doğal olarak etkileyemezler.
Önceden duyarlı olan bakteriler, antibiyotiklerle karşılaştıkça kendilerini koruma mekanizması oluştururlar. Bu da hızlı ve yavaş olmak üzere iki aşamada belirir. Hızlı direnç kazanan bakterilere koch basili bir örnektir, iki üç kez streptomisin ile karşılaşan basilde ilaç etkisiz duruma geçer. Hızlı direnç oluşturan antibiyotikler arasında linkomisin, rifamisin, spektinomisin, pirazinamid örnek olarak gösterilebilir. Bakterilerin en geç rezistans kazandıkları antibiyotikler örneğin anfoterisin B, nistatin, ristosetin vankomisin vb. gibi antibiyotiklerdir.
Rezistans oluşumunda en önemli olgulardan biri de, bu niteliğin taşınması (bulaşıcı rezistans) dır. Dirençli bir bakterinin bu özelliği genetik olarak kromozomlarla veya kromozom dışı diğer bakterilere geçebilir. Bulaşıcı rezistans üç şekilde geçer
a)transformasyon: Parçalanan, eriyen donör hücrelerinin DNA’sı alıcı hücreye girer. Gelişmekte olan bakterinin DNA’sı da direnme niteliği kazanır. Bu taşınma DNA moleküllerinin tümüyle olmayıp fragmanlar şeklindedir.
b)transdüksüyon: Büyük veya küçük gen parçaları fajlar aracılığı ile üremekte olan bakterilere geçirirler. Bu fajların kapsadıkları dirençli nükleik asitler bakterinin ana maddeleri arasında yer alır.
c)Konjugasyon: Bakterinin üremesinde yer alan seksüel alış veriş sonucudur. Geni oluşturan maddeler bir hücreden diğerine, plazma bağlantılarıyla transfer edilir.
Enfeksiyon hastalıklarında antibiyotiklere karşı rezistans görülmesi:
Bakterilere etkin olan maddeyi inaktive eden veya parçalayan enzimlerin oluşumu,
Aktif taşıma mekanizmasındaki bir blokaj veya membran perneabilitesindeki değişiklikler,
Antagonist sentezin artması,
Bakterinin metabolizmasındaki değişiklikler başta gelen faktörlerdir. Bakterilerde belirli bir antibiyotiğe karşı olan direnç, kimyasal yapı benzerliği ve etki mekanizması eşit bulunan başka antibiyotiklere karşı da oluşur.

http://www.klasikyoga.com
« Son Düzenleme: 19 Aralık 2012, 13:09:51 Gönderen: natalie »

Çevrimdışı deep inside

  • Üye
  • *
  • İleti: 645
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
ANTİBİYOTİK VE YAN ETKİLERİ 2
« Yanıtla #1 : 07 Şubat 2008, 21:58:21 »
http://www.klasikyoga.com

Antibiyotikler Her Mikrobik Hastalığı İyileştirir mi?
Antibiyotikler ancak bakteri adı verilen mikropların yaptığı hastalıkları iyileştirir. Grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara bakteriler yol açmaz. Bu nedenle bu gibi hastalıklarda antibiyotiklerin yararı yoktur. İshallerinde pek azına bakteriler yol açar. İshal olanlara da bu nedenle antibiyotik verilmesine gerek yoktur. Zatürre, idrar yolu iltihabı, orta kulak iltihabı gibi hastalıklar çoğu kez bakteriler nedeniyle oluşur. Bu hastalıklarda hekim önermişse antibiyotikler kullanılır. Bu durumda da yeterli kullanılmaları gerekir. Her hastalık için gerekli antibiyotik de değişiktir. Bu hastalıkları ayırt etmek için çoğu zaman hekimler laboratuvar testlerine gerek duyarlar. Mikrobik olmayan hastalıklarda antibiyotiklerin zaten hiçbir yararı yoktur.

Antibiyotikler Nereden Alınır?
Doktorunuzun yazdığı reçete ile birlikte eczaneye gittiğinizde antibiyotiği satın alabilirsiniz. Hangi antiibiyotiği kullanmanız gerektiğini komşunuza, arkadaşlarınıza ya da eczacıya sormamalısınız. Unutmayınız ki hiç biri hekim değildir; ilacı tanısalar bile vücudunuzu tanımaz ve hastalığınıza tanı koyamazlar.

Reçetesiz Antibiyotik Alamaz mıyız?
Ülkemizde parasını ödemeyen herkes reçetesiz de antibiyotik alabilir. Ancak hangi hastalığa hangi ilacın gerekli olduğuna karar vermek doktorun işidir.

Tanıdığım bir kimse ile aynı rahatsızlıklarım var, onun kullandığı ilacı kullanmamın ne sakıncası olabilir?
Bu şekilde antibiyotik kullandığınız takdirde yaşayacaklarınız şunlar olacaktır:
a. Yarar Görmeme: Belirtiler benzer bile olsa sizin hastalığınız antibiyotiklerden etkilenmeyecek bir hastalık olabilir. Örneğin sinüzit ile grip belirtileri size göre aynı olabilir. Grip olduğunuzda sinüzit zannederek gereksiz antibiyotik kullanmış olursunuz.
Hastalık aynı ama neden olan mikrop farklı olabilir. Örneğin çok sayıda mikrop idrar yolu iltihaplarına yol açabilmekte, birine etkili antibiyotik diğerine etkisiz olabilmektedir.

b. Vakit Kaybı: Siz iyileşeceğim diye umutla beklerken belki de başka şekilde tedavi edilmesi gereken bir hastalığın tanısı için geç kalmış olacaksınız. Diğer yandan, kullandığınız antibiyotik sizi iyileştirmediği halde hekime başvurduğunuzda hastalığa neden olan mikrobun kültürde üremesini engelleyebilecektir. Bu da hekimin sizin hastalığınıza yol açan mikrobu laboratuvar yöntemleri ile gösterip, uygun ilacı seçme olanağını ortadan kaldırır.
c. Zarar: Diğer pek çok ilaç gibi antibiyotiklerin de vücudun çeşitli bölgelerine zararları olabilir. Bazısı karaciğer, bazısı böbrek çalışmasını bozabilir, bazısının ise kulak için zararlı etkileri vardır. Komşunuzun karaciğeri ya da böbreği sizinkinden farklıdır. Ona zarar vermeyen bir ilaç size dokunabilir. Bu zararlı etkiler sizin daha önceden olan hastalıklarınızla artabilir ya da kullandığınız diğer ilaçlar nedeni ile ortaya çıkabilir. Örneğin böbrekten atılması gereken bir antibiyotik böbrek hastasında atılmayarak vücutta birikebilir.
d. Maddi Kayıp: Yararsız, belki de sizin için zararlı olabilecek ilaç için harcadığınız para boşa gidecektir.

Ne Yapmalı?
En yakınızdaki sağlık kurumuna başvurarak hastalığınızı, hastalığı yapan mikrobu, başka bir hastalığınız da varsa bunu göz önüne alarak size en uygun antibiyotiği seçebilecek kişiye, yani hekime muayene olunuz.
En eski tarihlerden bu yana her yaştan insan gurubunu etkileyen hastalık türlerini değerlendirdiğimizde, halk arasında ateşli hastalıklar ya da bulaşıcı hastalıklar olarak bilinen enfeksiyon hastalıkları tüm hastalıklar arasında önemli bir yer tutmaktadır. Daha elli yıl öncesine kadar veba, firengi, çiçek, tüberküloz veya difteri gibi hastalıklar toplumların korkulu rüyasıyken, hatta toplu ölümlere dahi sebep olabilirken, antibiyotiklerin keşfi ile bu tür hastalıklar rahatça tedavi edilebilir hale gelmiştir. Antibiyotiklerin keşfinde ilk olarak, 1929 yılında Sir Alexander Fleming laboratuvarında bakterilerle çalışırken tesadüfen küf mantarlarının bakterileri öldürdüğünü görmüş ve bunun sebebinin küf mantarlarının ürettiği bir madde olduğunu tespit etmiştir. Bu madde günümüzde çok yakından tanıdığımız penisilindir. Penisillinin bulunmasından sonra değişik gruplardan birçok antibiyotik geliştirilmiştir ve günümüzde çok sayıda antibiyotik mevcuttur.

Antibiyotikler genel anlamı ile mikroorganizmaların sebep olduğu infeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Doktora başvuran hastalara reçete edilen ilaçlar arasında antibiyotikler ilk sıralarda yer almaktadır.

Antibiyotikler sayesinde günümüzde bir çok enfeksiyon hastalığını rahatlıkla tedavi edebilmemize rağmen, mikropların antibiyotiklere karşı direnç geliştirmeleri nedeni ile normalde etkili olmasını beklediğimiz bir antibiyotik tedavide etkisiz kalabilir. Araştırmacılar bir yandan yeni antibiyotikler geliştirirken bakteriler de kullanılan antibiyotiklere karşı koymak amacı ile antibiyotikleri etkisiz hale getiren direnç mekanizmaları geliştirmektedir. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı antibiyotiklere karşı bakterilerin direnç geliştirmesini kolaylaştırmaktadır. Antibiyotiklere karşı geliştirilen bu direnç mekanizmalarından dolayı bazı bakteri türlerinin tedavisinde başarısız olunmakta ve bu durum ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Bu sebeple günümüzde bilinçli ve uygun antibiyotik kullanımı oldukça önem kazanmıştır. Bilinçli ve uygun antibiyotik kullanımının yaygınlaştırılmasında hekimler kadar toplumun da bilgilendirilmesi ve eğitilmesi oldukça faydalı olacaktır. Aşağıda, halk arasında antibiyotikler hakkında en sık sorulan sorulara getirdiğimiz açıklamalarla ülkemizde uygun antibiyotik kullanım bilincinin geliştirilmesinde biz de katkıda bulunmaya çalışacağız.

Uygun antibiyotik seçimi nedir?
Gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımı ne gibi sonuçlara yol açabilir?
Antibiyotikler ateş düşürücü müdür? Her ateşi olan hastada antibiyotik kullanılmalı mıdır?
Antibiyotikler yan etkileri olmayan masum ilaçlar mıdır?
Altta yatan diyabet (şeker hastalığı), böbrek veya karaciğer rahatsızlığı gibi hastalıkları olan kişilerde antibiyotik seçiminin önemi var mıdır?
Penisilin allerjisi nedir?
Antibiyotik doz ve saatlerinin önemi var mı?
Gebeler ve bebek emziren anneler antibiyotik kullanabilirler mi?
Antibiyotikler, başka rahatsızlıklar için hali hazırda kullanmakta olduğumuz ilaçlarla etkileşebilir mi?
GENEL UYARILAR



Uygun Antibiyotik Seçimi Nedir?
Uygun antibiyotik seçimi hastada tespit edilen enfeksiyon hastalığına sebep olan bakteriyel etkene yönelik en dar spektrumlu (dar kapsamlı) ve etkin antibiyotiğin seçilmesidir. Bu aşamada hekimler açısından genel olarak iki durum söz konusudur. Birinci durumda hastada mevcut enfeksiyona etken olan bakteri tespit edilir ve direk olarak bu bakteriye yönelik en dar kapsamlı, etkin ve hasta açısından yan etkileri en az antibiyotik başlanır. İkinci durumda ise herhangi bir enfeksiyon hastalığı düşünülen bir hastada hastalığa sebep olan bakteriyel etken tespit edilememiştir, örneğin hastanın zatürresi vardır ve zatürresine sebep olan bakteri tespit edilememiştir ve bu hastalığa en sıklıkla sebep olabilecek bakterilere yönelik etkin bir antibiyotik veya bazı durumlarda antibiyotik kombinasyonu doktor tarafından belirlenir ve uygulanır. Bakteriyel sebebi tespit edilmiş bir hastada en dar kapsamlı etkin bir antibiyotik yerine daha geniş kapsamlı bir antibiyotik başlanması bazı sakıncalar doğurabilir. Bunların başında antibiyotiğe karşı direnç gelişimi, tedavi masraflarında artış ve gereksiz yere toksik etkiye maruz kalma sayılabilir.

Gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımı ne gibi sonuçlara yol açabilir? Antibiyotiklerin gereksiz kullanımında, diğer bir deyişle herhangi bir antibiyotik tedavisine gerek olmadığı halde bu ilaçlar kullanıldığında, öncelikle bakterilerde bu antibiyotiklere karşı direnç gelişebilir, bunun sonucunda hastaya her defasında daha güçlü ve daha geniş kapsamlı antibiyotik vermek gerekecektir. Ayrıca kullanılan her ilacın kişiler arası farklılık göstermesine rağmen belli başlı yan etkileri ortaya çıkmaktadır. Bu yan etkiler nadiren de olsa ciddi hayati tehlikelere yol açmaktadır. Gereksiz antibiyotik kullanımının bir başka dezavantajı da tedavi maliyetindeki artıştır. Hastaların doktor kontrolü veya önerisi dışında yanlış antibiyotik kullanımı ise yukarıdaki istenmeyen durumlara ek olarak mevcut hastalığının iyileşmeyerek zaman kaybına belki de daha da kötüleşmesine yol açabilir. Bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi, çevredeki ve sağlık kurumlarındaki bakteri popülasyonlarını da etkileyeceğinden, toplumsal bir sorun da oluşturur.

Antibiyotikler ateş düşürücü müdür? Her ateşi olan hastada antibiyotik kullanılmalı mıdır?
Ateşi düşürmek amacı ile antibiyotik kullanımı toplumumuzda ne yazık ki oturmuş yanlış bir kanıdır. Oysa antibiyotikler kesinlikle ateş düşürücü değillerdir. Hastalık uygun antibiyotikle tedavi edildiği zaman, hastalığın diğer belirtileriyle birlikte ateş de düşer. Bu olay antibiyotiklerin ateş düşürücü etkisi olduğundan değil, hastalığın kaynağı olan enfeksiyonu ortadan kaldırdığı için oluşmaktadır. Ateş sadece enfeksiyon hastalıklarında yükselmez, örneğin romatizmal hastalıklarda, çeşitli kanser türlerinde de ateş yükselebilir. Bu yüzden ateşin kaynağı enfeksiyona bağlı olmadığı sürece antibiyotik tedavisi verilmez. Bu tedaviye karar verecek kişi de hekimdir.

Antibiyotikler hangi durumlarda kullanılmalıdır:
Bu ilaçların uygunsuz veya gereksiz kullanımının son derece ciddi sonuçları olabilmektedir. Bunların en önemlisi olarak da bakterilerin bu ilaçlara karşı direnç geliştirmesi sorunuyla karşılaşmaktayız. Tahmin edilebileceği üzere, bu dirençli bakterilerle ortaya çıkan enfeksiyonların tedavisi de oldukça güç olmaktadır. Gerek direçli bakterilerin ortaya çıkması, gerekse birtakım ciddi allerjik ve toksik yan etkilerinin görülebilmesi nedeniyle antibiyotikler, mutlaka bir hekimin önerisi ve kontrolüyle kullanılmalıdır. Penisilin grubu antibiyotiklerin kullanımıyla zaman zaman öldürücü olabilecek alerjik yan etkilerin ortaya çıkabileceği bilinmektetir. Bu nedenle bu ilacı ilk kez kullanacak kişilere mutlaka kullanım öncesi alerji testi yapılmalıdır. Allerjik reaksiyonların test için verilecek çok küçük dozlarda bile ortaya çıkabilmesi nedeniyle, testin gerekli acil yardım için yeterli ekipman ve sağlık ekibinin bulunduğu bir merkezde yapılması hayati önem taşımaktadır. Her ateş yükselmesi enfeksiyon anl..... gelmediği gibi, her enfeksiyonun etkeninin de bakteriler olması gerekmez. Bu nedenle, örneğin virüs denilen farklı mikroorganizmaların neden olduğu grip gibi ateşli enfeksiyonlarda antibiyotik kullamının tedavi edici bir etkisi olmayacaktır. Eğer kullandığınız ilaç yalnış seçilmişse doğal olarak hastalıkta herhangi bir iyileşme de görülmeyecektir.

Antibiyotiklerin yan etkileri var mıdır?
Antibiyotikler her ne kadar mucize ilaçlar olsalar da her ilaç gibi yan etkileri ortaya çıkabilmektedir. Bu yan etkiler ağır alerjik reaksiyonlardan, karaciğer veya böbrek toksisitesine kadar farklı şekillerde görülebilir. Doktorlar, bu yan etkiler konusunda mutlaka bilgi vermeli, hastalar da soru sormaktan kaçınmamalıdır. Ayrıca her ilacın bir diğeriyle etkileşme ihtimali olduğu için ? bu etkileşme yan etkilerin ortaya çıkması veya ilacın etkisinin artması ya da azalması şeklinde olabilir- hasta kullanmakta olduğu başka bir ilaç varsa bu konuda doktorunu bilgilendirmelidir. Antibiyotiklerin vücuttan atılımı çok büyük oranda karaciğer veya böbrek yollarıdır. Bu nedenle, karaciğer veya böbrek hastalarında bazı antibiyotikler kulanılamaz veya olağan dozlarda değişiklik yapmak gerekir. Aksi halde, var olan hastalığın ağırlaşması veya ilacın yan etkilerinde artma gibi istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Sonuç olarak, antibiyotikler mutlak olarak bir hekim önerisiyle ve kontrollu olarak kullanılması gerekir. Aksi taktirde, antibiyotiklerin basit bir ağrı kesici gibi eczanelerden alınıp, kontrolsuz kullanıldığı ülkemizde dirençli bakterilerle ortaya çıkan enfeksiyonlar giderek artacak, tedavileri de giderek daha güç ve pahalı olacaktır.

Antibiyotikler yan etkileri olmayan masum ilaçlar mıdır?
Antibiyotikler; gerekli olduğu durumlarda, yeterli dozda ve sürede kullanılmasına rağmen bazı kişilerde istenmeyen yan etkilere yol açabilirler. En sık görülen yan etkiler arasında bulantı, kusma, ishal, ciltte kızarık ve kaşıntılı alerjik döküntüler bulunmaktadır. Bu tür yan etkiler ilaç kesildiğinde ortadan kalkar. Ancak bu etkilerin dışında daha ciddi, hatta hayatı tehdit edecek düzeyde yan etkiler görülebilir (anafilaktik reaksiyon, diyalize girmeye götürecek kadar ciddi böbrek fonksiyon testlerinde bozulma gibi). Çoğu yan etkiler ilaç kesildikten sonra ortadan kalkmasına rağmen bazı yan etkiler ilaç kesilse de uzun süreli veya kalıcı problemlere yol açabilir. Bu sebeplerle antibiyotik kullanırken herhangi bir yan etki gördüğümüzde mutlaka durumu doktorumuza bildirip onun önerileri doğrultusunda gerekli önlemleri almalıyız.

Altta yatan diyabet (şeker hastalığı), böbrek veya karaciğer rahatsızlığı gibi hastalıkları olan kişilerde antibiyotik seçiminin önemi var mıdır?
Altta yatan hastalıkları olan kişiler de (şeker hastalığı, karaciğer ve böbrek hastalıları gibi) antibiyotik kullanırken dikkatli olmalıdır. Bu tür rahatsızlıkları olan kişiler kendilerine herhangi bir sebeple antibiyotik reçete edileceğinde ilgili hekime tedavi gördükleri hastalıklarını mutlaka bildirmelidirler. Antibiyotikler vücuda alındıktan sonra kanda belirli bir süre etkin düzeyde bulunduktan sonra vücudumuzdan genellikle karaciğer ya da böbrekler yoluyla atılırlar. Örneğin böbrek yetmezliği olan bir hastada böbrekler üzerinden atılan bir antibiyotik kullanıldığında böbrekler fonksiyon görmediğinden kana geçen antibiyotik vücuttan atılamayacağı için alınan her doz antibiyotikle birlikte kandaki antibiyotik düzeyleri ciddi yan etki ve toksisiteye sebep olacak düzeylere ulaşacaktır. Bu tür durumlardan sakınmak amacı ile altta yatan hastalığa göre antibiyotik ayarlaması yapmalıdır, hatta gerek duyuluyorsa hekim antibiyotik dozunu azaltmalıdır.

Antibiyotik Kullanımı
Antibiyotikler, bakterilerin yol açtığı enfeksiyon hastalıklarını tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır. Ya bakterileri öldürerek ya da çoğalmalarını durdurarak etki ederler. Tıp tarihinde mucizevi yeri olan bu ilaçların ilki, penisilindir. Antibiyotikler, kulanımı en fazla istismar edilen ilaçların başında gelmektedir.

Merak ettiginiz sorular ve yanitlari
Penisilin alerjisi nedir?
Antibiyotik doz ve saatlerinin önemi var mi?
Gebeler ve bebek emziren anneler antibiyotik kullanabilirler mi?
Antibiyotikler, baska rahatsizliklar için hali hazirda kullanmakta oldugumuz ilaçlarla etkilesebilir mi?

http://www.klasikyoga.com
« Son Düzenleme: 19 Aralık 2012, 13:10:07 Gönderen: natalie »

Çevrimdışı deep inside

  • Üye
  • *
  • İleti: 645
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
ANTİBİYOTİK VE YAN ETKİLERİ 3
« Yanıtla #2 : 07 Şubat 2008, 22:00:24 »
http://www.klasikyoga.com

Penisilin alerjisi nedir ? Nasil önlemler alinmalidir?Penisilin alerjisi denilince genelde akla ilk gelen sonu ölüme kadar varabilen Tip 1 penisilin allerjisidir. Penisilin alerjileri dört farkli grupta incelenir ve Tip 1 disindakiler genelde degisik sürelerde gelisen ciltte kizariklik ve döküntülerle kendini gösteren alerjik reaksiyonlardir. Tip 1 reaksiyon ise antibiyotik alimindan hemen sonra ortaya çikar, tüm vücutta yaygin kizariklik, sislik, ödem, nefes almada zorluk ve tansiyon düsüklügü ile kendini gösterir, derhal müdahale edilmezse sonu ölümle bitebilir. Penisilin alerjisi tespiti için cilt testi yapilmasi faydalidir. Test yapilan kiside ilk 15-20 dakika içerisinde testin yapildigi yerde kizariklik olup olmadigina bakilir, 5mm’den fazla bir kizariklik varsa test pozitiftir ve bu kisilerde mümkünse penisilin grubu antibiyotik kullanilmamalidir. Ancak su da unutulmamalidir ki test yapilan hastalarin da bir bölümünde yapilan test dozunda dahi hayati tehdit edecek düzeyde ciddi reaksiyon gelisebilir, bu sebeple test yapilan kisilerin basinda mutlaka gerekli teskilat bulundurulmalidir ve bu islem saglik kurumunda ve hekim gözetiminde yapilmalidir. Normalde alerjik hastaliklari (astim, saman nezlesi vb.) olan kisilerde ve diger ilaçlara karsi bilinen alerjileri olan kisilerde de penisilin alerjisi ortaya çikabilir, bu tür hastalar da dikkatli olmali ve gerekirse cilt testi yapilmalidir. Ancak su da bilinmektedir ki daha önceden defalarca penisilin kullanmis bir kiside de küçük bir ihtimalle Tip 1 penisilin alerjisi gelisebilir. Bu sebeple penisilin kullanimi mutlaka hekim kontrolü altinda olmalidir.

Daha nadir ve daha az siddetli olmasina ragmen, diger antibiyotiklerin kullaniminda da degisik siklik ve siddette allerjik reaksiyonlarin olabilecegi bilinmelidir.

Antibiyotik ilaç doz ve saatlerinin önemi var midir?
Antibiyotikler normalde damardan, kalçadan kas içine ya da agizdan alindiktan sonra kanda belli bir düzey olustururlar. Olusturulan bu düzey bakterilere karsi yeterli etkinligin saglanabilmesi için gereklidir ve bu düzeyin devamliligi açisindan antibiyotikler belirli dozlarda ve belirli araliklarla kullanilirlar. Bu sebeple yetersiz ilaç dozu kullanildiginda ya da ilaç alma araliklari düzensiz oldugunda kandaki ilaç düzeyi de istenilen düzeylerin altinda kalacaktir ve bu durumda bakterilere karsi mücadele edecek kanda yeterli düzeyde antibiyotik olmayacaktir. Dolayisiyla antibiyotiklerin hekimin önerilerine göre, düzenli bir biçimde kullanilmasi önemlidir.

Gebeler ve bebek emziren anneler antibiyotik kullanabilirler mi?
Gebelikte ve çocuk emzirme dönemlerinde annenin aldigi ilaçlar tüm vücut dokularina yayildigi gibi anne sütüne ve anne karninda bulunan bebege belirli düzeylerde geçebilir. Daha önceden antibiyotiklerle yapilan hayvan çalismalari ve insanlarda gözlenen etkiler degerlendirildiginde, bazi antibiyotiklerin anne karnindaki bebekte ya da emzirilen çocuklarda ciddi tibbi problemler olusturabilecegi görülmüstür. Bu sebeple gebe veya emziren annelere ilaç reçete edilirken bebek açisindan yan etkisi olmayan güvenli antibiyotikler kullanilmalidir. Gebelikte ve emzirme dönemlerinde kullanilmasi oldukça riskli antibiyotikler oldugu gibi oldukça güvenli antibiyotikler de mevcuttur. Bu kisilerin kendilerine herhangi bir sebeple antibiyotik verilecegi durumlarda ilgili hekimi uyarmalari gerekmektedir.
Antibiyotikler ne derece tesirlidir?
Antibiyotikler geliştirildikten sonra milyonlarca kişinin hayatı kurtarılmıştır. Zatürree, streptokok, stafilokok, belsoğukluğu, frengi ve başka enfeksiyonlar antibiyotiklerin iyi bir şekilde kullanılmasıyla tedavi edilmiştir ve edilmektedir.
Antibiyotikler virüs enfeksiyonlarına karşı tesirli midir?
Hayır, antibiyotikler virüslere karşı tesirli olamamaktadır.
Antibiyotiklere karşı bağışıklık kazanılır mı?
Hastalar antibiyotiklere karşı bağışıklık kazanmakta iseler de, bazı bakteriler antibiyotiklere karşı direnme göstermektedirler. Bundan dolayıdır ki antibiyotikler ancak gerektiği zamanlar ve mümkün derecede az dozajlarda kullanılmalıdırlar.
Tümör ve kanserlerin tedavisinde antibiyotikler yardımcı olmakta mıdır?
Bazı tür antibiyotiklerin tümör ve kanser tedavilerinde yararlı olabileceği tespit edilmiştir.
Antibiyotiklere karşı alerji genel bir durum mudur?
Evet. Ancak bir hasta bir antibiyotiğe karşı alerjik olurken, başka bir antibiyotiğe karşı alerji göstermeyebilir. Böylece alerjik olan hastalar bile bir antibiyotik ile tedavi edilemezlerse bile, öteki antibiyotiklerle bunların tedavi edilmesi yine de mümkün olmaktadır.
Bir kişinin kendi kendini antibiyotiklerle tedavi etmesi doğru mudur?
Hayır. Antibiyotikler yalnız doktorun vereceği reçete ile alınmalı ve kullanılmalıdır. Çünkü bilgisiz kullanılan antibiyotikler gereksiz alerji ilere yol açabilecek veya vücuttaki bazı organizmaların antibiyotiklere karşı direnmesine sebebiyet vereceklerdir.
Antibiyotiklere allerjiden veya fazla dozajda alınmasından zararlı tepkiler meydana gelebilir mi?
Bazı hallerde. Alerjik tepkiler çok ciddî olabilir ve deride meydana gelen kızıllıklar, kanama eğilimleri ve ürtiker şekilde tezahür edebilir. Antibiyotikler böbreklerde, omurilikte, sinir sisteminde veya mide-bağırsak (gastro-intestinal) sisteminde çok ciddî hasarlar meydana getirebilirler. Bütün öteki kuvvetli ilâçlarda olduğu gibi bunlar da doktorun talimatına uyularak ve doktor kontrolü altında alınmalıdır.
Antibiyotikler alınmadan önce her zaman doktordan reçete alınmalı mıdır?
Evet.
Antibiyotikler nezleye veya grip hastalığına karşı tesirli midir?
Hiçbir tesiri yoktur.
Antibiyotikler, baska rahatsizliklar için hali hazirda kullanmakta oldugumuz ilaçlarla etkilesebilir mi?
Antibiyotikler kullanilan diger ilaçlarla etkilesebilirler. Bunun sonucunda antibiyotigin etkinliginde artma ya da azalma olabilir veya etkilestikleri ilaci olumsuz yönde etkileyebilirler. Altta yatan baska hastaliklari nedeni ile bazi hastalar devamli ilaç kullanmak zorundadir. Özellikle bu tür devamli ilaç kullanan hastalarda kullanilan ilaçlarla verilen antibiyotiklerin etkilesmemesine dikkat edilmelidir. Bu tür hastalar kullandiklari ilaçlar konusunda ilgili hekimleri uyarmalidirlar.

Grip Olunca Antibiyotik İlaçları Kullanmayın

VAN- Van Özel Divan Hayat Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Metin Çeliker, grip hastalığının genellikle virüslerden meydana geldiğini ve ‘antibiyotik’ ilaçlarının kullanılmaması gerektiğini söyledi. Op. Dr. Metin Çeliker, üst solunum yolu enfeksiyonları arasında birinci sırayı alan grip hastalığının, basit virüslerle meydana geldiğini ve yaklaşık 7-10 gün sürdüğünü kaydetti. Özellikle kahvehaneler,sinema,tiyatro,huzurevi,toplu yaşanan yerler ve sigaranın çok içildiği kapalı yerlerde grip hastalığına yakalanma ihtimalinin daha fazla olduğunu ifade eden Çeliker, antibiyotik ilaçların da kullanılmaması gerektiğini söyledi. Çeliker, "Grip,dünyada ve Türkiye’de en fazla iş kaybına sebep olan hastalıktır. Bu hastalıktan korunmak için öncelikle yaşlıların, kronik hastalığı bulunanların ve çocukların aşılanması gerekiyor. Toplu çalışma ortamlarında havalandırma düzenli yapılmalı, sigara içilmesine izin verilmemeli, hasta kişiler erkenden uyarılarak ortamdan uzaklaştırılmalı ve tedavileri sağlanmalıdır" dedi (iha)

En Fazla Kullanılan Antibiyotikler
alfasilin
largopen
augmentin
duocid
tavanic
bioment
bactrim
klacid
ketek
zitromax

GENEL UYARILAR
Antibiyotikler ates düsürücü ilaçlar degildir. Her atesi olan antibiyotik kullanmamalidir. Antibiyotik kullanimi kesinlikle bir doktor kontrolünde olmalidir.
Yanlis ve gereksiz kullanim durumlarinda ciddi problemler gelismesine sebep olabilir
Antibiyotik kullanimi esnasinda hafif düzeyde ya da hayati tehdit edecek düzeyde ciddi yan etkiler ortaya çikabilir.
Penisilin alerjisi türleri içerisinde Tip 1 alerji en korkulanidir, buna yönelik olarak penisilin alerji testi yapilmasi (cilt testi) önerilir. Ancak bu test de hekim gözetiminde yapilmalidir.
Altta yatan kronik hastaliklari olan kisilerde uygun antibiyotik seçimine dikkat edilmelidir
Devamli ilaç kullanan kisilerde verilen antibiyotigin kullanilan diger ilaçlarla etkilesmemesine dikkat edilmelidir.
Gebelerde ve emziren annelerde bebege zarar vermeyecek antibiyotiklerin seçimine dikkat edilmelidir. Bu tür hastalar doktorlarini durumlari hakkinda uyarmalari gerekir.
Tedavinin etkinligi açisindan antibiyotiklerin yeterli dozlarda ve düzenli araliklarla alinmasina dikkat edilmelidir.

http://www.klasikyoga.com

Kaynak: Bir mail.

« Son Düzenleme: 19 Aralık 2012, 13:10:30 Gönderen: natalie »