Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Rusya'nın Çınlayan Sedirleri (2)  (Okunma sayısı 1871 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Lotus

  • Üye
  • *
  • İleti: 22
  • Karma: +0/-0
Rusya'nın Çınlayan Sedirleri (2)
« : 20 Ağustos 2010, 20:42:06 »

VİŞNE AĞACI


***

"Reyonların arasında sağı solu dolandım sonunda üç vişne fidanı satın aldım.Fidanları bagaja koyarken şoför birinin kökleri çok kısa kesildiğinden yaşayamayacağını ,atsam daha iyi olacağını söyledi ama ben atmadım..."



..."Demek ki,bitkilerin insanların hislerine karşılık verdiklerini biliyorsun Vladimir.Yüce Yaratıcının verdiği özellikler ve güçlerle insanın yaşamsal ihtiyaçlarını karşılarlar.Meyveler verir,güzel çiçekleriyle insanda olumlu duygular uyandırırlar,hepsinden önemlisi nefes alabilmemiz için havadaki oksijeni dengelerler.

Fakat bitkilerin diğerlerinden daha az önemli olmayan bir özelliği daha vardır.
Kendileriyle doğrudan ilişki kuran belli bir insana Gerçek Sevgi Evreni yaratmaları.
Onsuz insan hayatının devam edemeyeceği türden bir sevgidir bu da.

Birçok daçnik bir an önce bahçesine gitmek için acele eder çünkü orada onlar için yaratılmış bir Evren vardır.İşte dikip ilgilendiğin o küçük Sibirya vişnesi de diğer bitkiler gibi görevini yerine getirmeye çalıştı.Eğer bitkilerin pek çoğu bir araya gelirse,insanlığa benzersiz bir Sevgi Evreni yaratır.Farklı çeşitler bir aradaysa ve insan onlarla iletişim kurup,sevgiyle yaklaşırsa tabi.Hepsi birlikte insana paha biçilmez,ruhu yücelten ve bedeni iyileştiren bir Sevgi Evreni yaratır.Ama sen sadece bir fidanla ilgilendin.İşte o zaman,küçük Sibirya vişnesi,birkaç çeşit bitkinin bir araya geldiğinde yapabileceğini tek başına yapmak istedi.

Onda bu isteği uyandıransa,senin alışılmadık ilgindi.Etrafını saran onca şeya rasında sadece bu küçük ağaç senden hiçbirşey istemiyor,riyakar davranmıyor,hep kendinden vermeyi arzuluyordu çünkü geçirdiğin fırtınalı günlerin ardından yorgun argın onun yanına gidip okşuyor,karşında durup ona bakıyordun,o da sana karşılık verdi işte.

Gündoğumundan hemen önce,güneşin gökyüzünü aydınlamaya başlayan ilk ışıklarının yansımasını yakalamaya çalıştı yaprakçıklarıyla.Güneş battıktan sonraysa parlak bir yıldızın ışıklarını kullanmaya çalıştı.Ve bunu bir parça başardı da.

Kökleri,dönerek sıcak gübrenin içinde ilerledi ve topraktan kendisine gerekeni aldı.Ve toprağın özsuyu,vişnenin damarlarında olağandan biraz daha hızlı ilerledi.Bir gün geldiğinde,ince dallarında ufak çiçekler gördün.Diğer fidanlar çiçeklenmemişti henüz ama o çiçeklerini açmıştı işte.Çok sevindin.Keyfin yerine geldi ve işte o zaman..Dallarını usulca okşadın ve "İşte güzelim,artık iyileştin" dedin.Ağaçlar meyve verir Vladimir ama bir de Sevgi Evreni yaratır.Vİşnecik te bu evrene sahip olmanı çok istedi.Fakat vişnecik,insandan aldığını geri vermek için başka nereden güç bulabilirdi?ZAten gücünün tamamını harcamıştı ama alışılmadık bir şefkat de almıştı senden.O zaman daha fazlasını yapmak istedi işte!Hem de tek başına!

Uzun bir sefere çıkmıştın.Geri döndüğünde ilk işin bahçene koşup küçük vişne ağacına bakmak olmuştu.Yol boyunca pazardan aldığın vişneleri yiyordun.Yaklaşında üzerindeki üç küçük meyvesini gördün.Yorgun bir tavırla satın aldığın vişneleri yiyip,çekirdeklerini tükürüyordun.Sonra ağacının meyvelerinden birini koparıp tattın.Aldıklarından daha ekşiydi,diğer ikisine dokunmadın.

Ah keşke o küçük meyveciklerin senin için ne kadr yararlı olduğunu bilseydin Vladimir.Ne kadar enerji ve sevgiyle dolu olduklarını.O ağaç,yerkürenin derinliklerinden,evrenin enginliğinden senin için yararlı herşeyi toplamış,küçük meyvelerine sığdırmıştı.Hatta bir dalını o üç meyvecik olgunlaşsın diye kurumaya terk etmişti.Birini tattın,diğer ikisiniyse ağaçta bırakıp bir daha dokunmadın.


Peki ya sonra,ne yaptığını hatırlıyor musun?Ağacın dallarını biraz daha okşadın,hafifçe eğilip,avucuna aldığın yaprakları da öptün,çünkü hala meyve verebileceği için çok mutluydun.

Ve vişnecik şaşkına döndü.O kadar sevgiyle büyüttüğü meyvelerini de almıyorsan,senin için başka ne yapabilirdi ki?Ne?İnsandan aldığı öpücükle ürpermişti,sonra insana özgü ama küçük bir Sibirya vişnesi tarafından üretilmiş düşünce ve duygular,evrenin aydınlık kısmına uçtu;sırf insandan aldığını geri verebilmesi için.

İnsana,kendi sevgi öpücüğünü vermek;onu sevgisinin aydınlığıyla ısıtmak istiyordu.Bu düşünceler,tüm kanunları çiğneyerek,evren boyunca ilerledi ama bir türlü cisimlenecek bir yer bulamadı.Cisimlenememenin anlamı ölümdür.

Aydınlık Güçler,vişneciğin ürettiği düşünceleri,kendi içinde söndürmesi,böylelikle mahvolmaması için tekrar ona döndürdüler.
Ama almadı! Küçük Sibirya vişnesinin taşkın arzusu sarsılmaz,olağanüstü saf ve üreperticiydi.

Aydınlık Güçler ne yapacaklarını bilmiyorlardı.Yüce yaratıcı ahengin kurulu yasalarını değiştiremezdi.Ama vişne mahvolmadı.Düşünceleri,arzusu,duyguları son derece saf olduğu için mahvolmadı zira evrenin kanunlarına göre saf sevgi asla yok olmamazdı.Cisimlenme arzusuyla,senin üzerinde dönüp duruyordu.Ve tek başına,evrende senin için bir Sevgi Evreni yaratmaya çalışıyordu.İşte teknene vişnenin bu arzusunu yerine getirmesine yardım etmeye geldim.Onun adına seni öpebilir miyim?

Hisset bunu vişnecik.Hissedebileceğini biliyorum.Şimdi istediğin şeyi yapacağım.Bu senin öpücüğün vişnecik."


***


Rusya'nın Çınlayan Sedirleri (2)

Vladimir Merge


Herkese Sevgiler