Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: Süt ve süt ürünleri  (Okunma sayısı 2171 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sevimyt

  • Üye
  • *
  • İleti: 70
  • Karma: +0/-0
Süt ve süt ürünleri
« : 28 Ocak 2009, 09:33:49 »
Bu arkadaşıma ait yazı;
---------------
Merhaba,
 
15 Yıl boyunca Gıda Katkı Maddeleri konusunda çalışan bir Gıda Mühendisiyken, yaklaşık 3 yıl önce "sigara bırakma" macerasıyla başlayan "Tamamlayıcı Tıp" (Özer Çiller'in bugünlerdeki popüler terimiyle Titreşim Tıbbı) konusuna doktor olan eşimle birlikte giriş yaptım. 3 Yıldır bu konuda işimizin de bir şekilde bu olması dolayısıyla gerek Türkiye'deki doktorlarla, gerekse yurtdışında konunun otoriteleriyle çalışmam dolayısıyla sürekli okuyor, öğreniyor ve kliniğimizde de başarılı tedaviler yapıyoruz. Oğlumda da ciddi süt alerjisi çıktığından beri özellikle gıda alerji ve intolaransları (enzimlerimiz tarafından sindirilemeyen dolayısıyla yağa ve toksik'e dönüşen gıdalar) konusunda yüzlerce makale ve kitap okudum.
 
Bu konuda daha önce de internette dolaşan mailler olmasına rağmen "Süt ürünleri" konusunda bilinen yanlışları düzeltmek adına pek çok tıp otoritesi tarafından da yıllardır ispatlanmış olan doğruları sizinle paylaşmayı kendime özellikle Gıda Mühendisi oluşum dolayısıyla bir borç biliyorum.
 
SÜT MÜKEMMEL BİR YİYECEK DEĞİLDİR
 
Yıllar boyunca " doğanın mükemmel yiyeceği" olarak satılan süt ve süt ürünleri günümüzde insan vücudunda "intolaransa" neden olan en önemli gıdaların başında gelmektedir. Kanada'da yapılan bir araştırmaya göre Kanada ve Amerika'da yaşayan nüfusun %45'i Gıda İntoleransı ve sonrası alerjik durumlardan ötürü gelişen kronik hastalıklardan muzdariptir. Ve bu intoleransın yarıya yakını "İnek Sütü İntolansı"'dır.
 
Günümüzde sütü doğal halinde tüketmiyoruz. Sütün aşırı homojenleştirilmesi, pastörize edilmesi ve hatta sterilize (Uzun ömürlü UHT sütler) edilme süreci, sütün sindirilmesine yardımcı olan doğal enzimleri öldürmektedir.
 
Vücudumuzun temel mekanizması protein sentezidir bildiğiniz üzere. Normalde süt proteini olan kazein proteini, enzimlerimiz tarafından kırılıp, içindeki amino asitler alınıp, sistem, diğer proteinler içindeki kırıulmış proteinlerle birlikte minimum 7 temel amino asit miktarına ulaştığında, bu işlemle birlikte vitaminler, mineral ve yağ asitleriyle birlikte maksimum protein sentezi gerçekleşir. Böylelikle vücudumuz kendi proteinini kendisi yapar. Böylece sağlıklı bir şekilde sindirilmiş bir yiyeceğin ardından yapılan protein sentezi sonrasında protein oluşumu tamamlanır.
 
Yediğimiz yiyecekler içinde enzimlerimizin sindiremeyeceği yiyecekler olursa ( ki günümüzde kullandığımız süt ürünleri) bunlar direkt yağa dönüşür ve toksik olurlar. Ve tabi ki protein sentezi gerçekleşmez. Protein üretmeyen vücudumuz bu sefer mevcutları kullanır. Yani vücudumuz enerji kaybına uğrar. Bu durumda organlarımızın gücü azalır. Biyo-regülasyon bozulur ve hücreler toksinleri atamayacak hale gelir.
 
Ayrıca toksikasyon sonrası alerjik durum ortaya çıkar. Bu durumda, IgG antikoru toksisiteden kaynaklı virüs ve bakterilere karşı sistemimizi korumak için salgılanarak görevini yapar.  Bu da bizim boş yere enerji harcamamıza neden olur ki bize yorgunluk, isteksizlik, yaşam zevkinde azalma olarak yansır.
 
Ayrıca homojenize etme sürecinde sütün büyük yağ moleküllerinin parçalanması, başka problemlere de yol açar. Çoğu durumda homejenizasyon yağ moleküllerini o kadar ufak hale getirir ki, vücut onları tanıyamaz. Sonuç? Kan dolaşımından sindirilmeksizin geçerler ve kan damarlarını arteryel plaka ile kaplarlar. Ve uzun vadede romatoid artrit hastalığına neden olurlar.
 
Ek olarak sütün içerisinde doğal olarak bulunan laktoz fazlası dokularımız tarafından depolanır. Bu da pankreasın ünsilin hormonunu gereksiz yere tetiklemesine neden olur. Ayrıca tükettiğimiz şekerli ürünlerle birlikte yorgun düşen, tüm enerjisini bu hormonu yerine koymakla uğraşan pankreas için bu durum pahalıya mal olur. Süt ve süt ürünlerini fazlaca tüketen ve bu ürünlere karşı intoleransı olan kişiler bu nedenle klasik şeker hastalığı adaylarıdır.
 
Çocuklukta hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, sık üst solunum yolları enfeksiyonları veya ileri düzeylerde cilt sorunları dermatitler olarak görülen Süt alerjileri yetişkinlikte kronik yorgunluk sendromu, aşırı kilo, diyabet, ince ve kalın bağırsak iltihapları, ülseratif kolit, Chron hastalığı, Romatoid Artrit, Az çalışan tiroid bezleri ve daha ilerisinde de kalp rahatsızlığı olarak kronik rahatsızlıklara dönüşmekte.
 
Bu sadece süt değil, tüm süt ürünlerinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla günlük diyetten sadece sütü değil, tüm süt ürünlerini çıkarmak başlangıç olarak en iyi çözüm yolu. Yerine proteinleri çoğunlukla sindirilebilen keçi sütü veya organik (genetiğiyle oynanmamış) soya sütleri ve ürünleri koyulabilir.
 
Ayrıca biz kliniğimizde biorezonans-mora terapi yöntemini kullanarak da tedaviler gerçekleştiriyoruz. Bu da benim gibi oğlu ileri derecede süt alerjisi teşhisi konan bir anne için büyük şans:)
 
Bu konuda daha bilinçli-bilgili olmamız ümidiyle.
Sağlıklı günler
Dilşed Işık
www.neosante.com.tr

Çevrimdışı kurt e. inhan

  • Kıdemli üye
  • Üye
  • *
  • İleti: 1212
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Süt ve süt ürünleri
« Yanıtla #1 : 28 Ocak 2009, 13:56:23 »
O zaman ne yapıyoruz?  Süt içmiyoruz..Teşekkürler yoga..Teşekkürler Mert Hoca..Teşekkürler Sevim Hn..
Kurt E. İnhan