Yoga çalışmalrımı yapmaya başlamadan önce (ki MÖ kadar eski geliyor bu bana ),
nedensiz sevinç deseler "olmaz öyle şey" derdim.Sevinç ,üzüntü, dış şartlara bağlı bir şeydi bana göre.Özellikle sebepsiz sevinç kavramı daima dışardaki bir durumla yaşandığı için bu kavrama tamamıyla yabancı idim.
Şimdi her içime döndüğümde derste ya da evde her nerede olursam olayım, ya da zihnim herhengi bir şeyle meşgul değilse ,
kendimi dinlemeye başladıysam..(ki bu çok sık oluyor) içerde bir yerlerde sebepsiz bir sevincin varlığını hissediyorum.
Sevinmek ve mutlu olmak için hiç bir ihtiyacım yok.Onu içimde hissediyorum.
Bunlar nasıl döküldü klavyeden bilmiyorum ama Mevlananın rubaisini hatırlattı bana:
Canında bir can var, o canı ara...
Beden dağında bir mücevher var; o mücevherin madenini ara...
Ey Sufi, gücün yeterse ara.
Ama dışarıda değil; aradığını kendinde ara.
Mevlânâ