Hepimizin bildigi gibi Yoga en basit anlamı ile kişinin bedensel ve ruhsal yapısını kontrol altına almaya, yönetmeye ve denetlemeye yönelik çalışmaları içeren bir yoldur.
Bu yolda, özellikle zihinsel ve ruhsal çalışmalarda kişi tek başına yürümek zorundadır. Bu nedenle bürokratik payeler yada verilen nesneler ve isimlerle Yoga' nın baglantısı olamaz. Bir Guru, yada biz ona egitmen diyelim, kişiye ancak yol gösterici olabilir. Burada Gautama Buddha' nın bir sözü aklımıza gelir. O demektedirki " Ben size ancak gideceginiz yolu parmagımla gösterebilirim " Bu sözü düşündügümüzde Yoga yolunda gösterilecek çabanın ve varılacak noktanın kişinin kendi iradesine bırakılmış oldugu anlaşılır.
Burada bir parantez açıp şunu söylemenin gerekliligine inanıyorum. Yoga' nın özellikle spritüel çalışmalarında, hele toplu halde yapılan çalışmalarda duyumsamaların paylaşımı çok önemlidir. Bu paylaşım nedeni ile herkez bir digerinin egiticisi pozisyonuna bürünür, ortak algılamalara varılmaya çalışılır, kişinin kendisini test edebilmesi, bulundugu noktayı fark edebilmesi kolaylaşır.
Çalışmalara nasıl düşüncelerle ve varılmak istenilen hedeflerle başlanılması önemli degildir. Kimisi sadece bedenini disiplin altına almaya çalışır, kimisi ruhsal ilerlemeye önem verir, kimisi entellektüel olmaya çaba sarf eder, kimisi evrenin ne oldugunu ve arkasındaki güçleri anlamaya çalışır. Bunu çogaltarak çeşitlendirebilmek mümkündür. Önemli olan bu yola adım atıldıgında vasana olarak adlandırılan, yapılacak olan işe istekli olmakdır. Bu istek kuru bir merakdan yada arayışdan çok farklıdır, farklı olmak zorundadır. Buna sadhaka yani ruhsal istekli olmak denilir. Bu istek içimizde gelişerek büyüdügünde yapılacak olan tüm çalışmalara karşı derin bir sevgi ile baglandıgımızı his ederiz. Bu sevgi satkara olarak adlandırılır. Satkara' nın kesintisiz ( nairantarya ) ve uzun süreli (dirghakala ) olması istenir. Bunlar bizi mutita olarak adlandırılan mutluluga ve başarıya götürecekdir.
Yaşadıgımız ortamdan mutlu olmazsak, yaptıgımız işden mutlu olmazsak, Yoga çalışmalarından mutlu olmazsak zihinsel ve bedensel bir olgunluga ulaşmamız, Yoga' nın bize sundugu mutlulugu yakalamamız mümkün olmaz. Tüm çalışmalarımız sonuçsuz kalır. Mutsuzluk ve düzensizlik ile kendimizi " Yoga' dan düşmek " ( bhrantidarsana ) olarak adlandırılan durumun içinde buluruz. Zihnimiz dagılır, biz kendimizin başarılı olduguna inanarak her çalışmamızda gitmemiz gereken yoldan uzaklaştıgımızı fark etmeyiz, bunu fark ettigimizde ise bulundugumuz yeri kaybetmiş oldugumuzu anlarız bu durumda toparlanabilmek için gösterilecek çaba ve azim, ilerlemek için gösterilecek olandan çok daha büyük olur. Yoga yolunda bulundugumuz yeri kaybetmek alabdha bhimi katva olarak adlandırılır. Bu noktada yine toplu çalışmanın, bir bilenin denetimi altında olmanın, paylaşımın ve düzenin önemi ortaya çıkar. Bunlar bizim uyanıklık içinde olmamızı saglayacak, bulundugumuz noktayı sürekli hatırlatacak ve Yoga' dan düşmemizi önleyecekdir.
Bir sonraki yazımızda Yoga' da mutluluk kavramı nedir sorusuna yanıt aramaya çalışalım, daha sonrada bizi Yoga yolundan, Yoga' nın mutluluk kavramından uzaklaştıran ve mutsuz bir yaşam sürmemize neden olanlar Yoga' nın felsefesine göre nelerdir, onlara bakalım
sevgiyle kalın.........