Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Gönderen Konu: ITZHAK PERLMAN  (Okunma sayısı 2719 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kurt e. inhan

  • Kıdemli üye
  • Üye
  • *
  • İleti: 1212
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bay
ITZHAK PERLMAN
« : 26 Ocak 2009, 08:54:21 »
18 Kasım 1995 günü keman sanatçısı Itzhak Perlman, New York ta, Lincoln Center daki Avery Fisher Salonu nda bir konser vermek üzere sahneye çıktı. Eğer herhangi bir Perlman konserinde bulunmuşsanız bilirsiniz ki onun için "sahneye çıkmak" hiç de küçümsenecek bir başarı değildir.

Çocukluk yıllarında çocuk felcine yakalanmış olan Perlman ın her iki bacağında da destekleyici ateller vardır ve ancak kol değneği yardımıyla yürüyebilmektedir. Onu sahne üzerinde her defasında sadece bir adım atabilmek suretiyle, acı içinde ve yavaş yavaş yürürken görmek unutulmayacak bir görüntüdür. Ağrılar içinde ama ihtişamla yürümektedir, sandalyesine erişinceye kadar. Sonra oturur; yavaşça koltuk değneklerini yere koyar, bacaklarındaki atellerin klipslerini açar, bir ayağını geriye iter, ötekini öne uzatır. Daha sonra yere eğilerek kemanını alır, çenesinin altına koyar, orkestra şefine başıyla işaret verir ve çalmaya başlar.


Şu zamana değin, izleyicileri bu ritüele alışmışlardır. O, sahnenin bir ucundan sandalyesine doğru ilerlerken sessizce otururlar. Bacaklarındaki klipsleri açarken inanılmaz bir sessizlikle beklerler. Perlman çalmaya hazır olana dek seyirci sabırlı ve suskundur.


Ancak o konserde bir şeyler ters gitti. Daha ilk bir kaç satırı çalmıştı ki kemanın tellerinden bir tanesi koptu. Telin kopma sesini duyabilmek mümkündü, salonun bir ucuna tabancadan fırlayan kurşun gibi gitmişti ses. O sesin ne anlama geldiği konusunda yanılmak imkânsızdı. Ve bunun akabinde ne yapılması gerektiği konusunda da...


O gece orda olan insanlar kendi kendilerine şöyle düşündüler: "Anlamıştık ki, yeniden ayağa kalkması, atelleri yeniden takması, koltuk değneklerini alması, yavaş yavaş sahne arkasına gitmesi ve ya yeni bir keman bulması ya da yeni bir tel takması gerekecekti..."


Ama o öyle yapmadı. Bunun yerine bir dakika kadar bekledi, gözlerini kapadı ve sonra şefe yeniden başlaması için işaret verdi. Orkestra başladı ve o kaldığı yerden devam etti. Ve daha evvel hiç görülmemiş bir tutku, güç ve saflıkla çaldı. Elbette herkes bilmektedir ki senfonik bir eseri sadece 3 telle çalmak imkânsızdır. Bunu ben de bilirim, sen de bilirsin, herkes bilir...


Ama o gece Itzhak Perlman bilmeyi reddetmişti. Onu parçayı kafasında molüde ederken, değiştirirken ve yeniden bestelerken görebilirdiniz. Bir noktada, telleri nerdeyse yeniden tonlamışçasına sesler çıkarmaktaydı kemandan, daha evvel hiç vermedikleri sesleri vermelerini sağlamak için...


Bitirdiğinde salonu olağanüstü bir sessizlik kapladı. Akabinde seyircilerin tamamı ayağa kalktı ve tezahürata başladılar. Oditoryumun her yanından inanılmaz bir alkış patladı. Hepimiz ayaktaydık bağırıyor, ıslık çalıyor, alkışlıyor, yaptığını ne kadar takdir ettiğimizi, beğendiğimizi anlatacak her türlü hareketi yapıyorduk Gülümsedi, yüzünden akan terleri sildi, yayını kaldırarak bizi susturdu ve böbürlenerek değil ama sessiz, güçlü, dingin bir tonla şöyle dedi :


"Bilirsiniz, bazen de sanatçının görevidir, elinde kalanlarla ne kadar daha müzik yapabileceğini bulmak..."


Bu ne güçlü bir cümledir. Duyduğumdan beri aklımdan çıkmıyor. Ve kim bilir? Belki de bu bir yaşam tarzıdır; sadece sanatçılar için değil hepimiz için.


Burada, tüm yaşamını bir kemanın 4 teli ile müzik yapmak üstüne kuran ve birden bire, bir konserin ortasında kendini sadece 3 tel ile bulan bir adam vardır. O da 3 tel ile müzik yapmayı seçer ve o gece yaptığı, sadece 3 telle yaptığı müzik, daha evvel yaptığı, 4 teli varken yaptığı her şeyden daha güzel, daha kutsal, daha unutulmazdı...


O zaman belki de bizim görevimiz, yaşadığımız bu sallantılı, hızla değişen, ürkütücü dünyada kendi müziğimizi yapmaktır; önce elimizde olan her şeyle; ve daha sonra bu artık imkânsız olduğunda, sadece elimizde kalanlarla...


Jack Riemer, Houston Chronicle

Kurt E. İnhan

Çevrimdışı nilüfer

  • Üye
  • *
  • İleti: 589
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: ITZHAK PERLMAN
« Yanıtla #1 : 26 Ocak 2009, 14:32:14 »
Schindlerin listesinin film müziğini dinledikten sonra ,çalan keman sesini tüm hücrelerimde dolaştığını hissettmiştim ..ıtzhak

perlmanı bu sayede tanımıştım ,paylaşımınız ve kırmızı renkli müthiş cümleleriniz için teşekkürler...müziğin mp3 formatını

yüklemeye çalıştım ama yapamadım bir ara yine denemeye çalışırım ...sevgiyle kalın
Gönül fısıldar ..dil söyler
Gönül söyler ..el yazar

Çevrimdışı alin

  • Kıdemli üye
  • Üye
  • *
  • İleti: 334
  • Karma: +0/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Change the world
Ynt: ITZHAK PERLMAN
« Yanıtla #2 : 26 Ocak 2009, 15:20:34 »
tesekkurler sevgili yol arkadaslarim...
birlikte akiyoruz...
sevgiyle
 ;n
Enjoy the New Energy, New Awakening & New Oneness

zekiye

  • Ziyaretçi
Ynt: ITZHAK PERLMAN
« Yanıtla #3 : 26 Ocak 2009, 17:19:07 »
bir kişi yapmışsa herkes yapabilir diyorum ;m<

cesaretimiz eksik olmasın ;n

Çevrimdışı Ebru Türün

  • Üye
  • *
  • İleti: 145
  • Karma: +0/-0
  • Sessizliği bozmadan...
Ynt: ITZHAK PERLMAN
« Yanıtla #4 : 27 Ocak 2009, 09:20:47 »
Teşekkür ederim, tam şu anda ihtiyacım olan hayat dersiydi. ;n
"Hayatta istediğin herşeyi elde edebilirsin, bereberinde getirdiklerini kabul edersen."    
                                                          Yogi Baba Adnan Ananda Siddviho Çabuk