bu kitaba başladım.
çok ilginç buldum okumuş olan varmıdır içimizde ?
imdat, üstat aranıyor!
Işık Menderes
GOA Yayınları
İstanbul, Eylül 2006
Tanrı arayışı, ulu bir dağa tırmanmak gibidir. Zirvenin davetkâr ve büyüleci ışıltısına kapılan maceraperestin ruhsal gücünü ortaya çıkarmak, dirayetini arttırmak, istek ve iradesini ölçmek için pek çok tehlike onu beklemektedir. Yırtıcı hayvanlar, sarp ve kaygan kayalar, eşkiyalar...
Bu zorlu tırmanışı nispeten kolaylaştıran faktör yolu iyi bilen, tehlikeleri önceden sezinleyen bir rehberdir. Ezoterik bilgiler içeren, çoğu mistik öğretilerde üstadın rolü, ilahî ışığı bir ayna gibi öğrencisinin ruhuna yansıtarak, içindeki Tanrı aşkını alev alev yanan bir ateşe döndürmektir. Bilgi; 'direkt aktarımla' ustanın kalbinden öğrencinin kalbine akar, yapılan çalışmalarla harmanlanarak yavaş yavaş meyvelerini vermeye başlar. Dolayısıyla, zaman ve mekânla asla sınırlanamayan; aşk, inanç, güven ve teslimiyetle örülü bu özel ilişki dile getirilemeyecek kadar kutsal, tasvir edilemeyecek kadar güzeldir...
Yüzlerce yıllık bir geçmişe dayanmasına rağmen kendini zamana uyarlayabilen spiritüel bilgilerin ışığında; sorumluluğuna müdrik gerçek bir üstat eşliğinde katedilen aydınlanma yolu, kişinin yere daha sağlam basmasına, ruhsal fantazilere daha az kapılmasına, uhrevî gerçeklerle, dünyevî ihtiyaçları daha kolay uzlaştırmasına yardım eder. Üstadın varlığı aktarılan bilginin korunmasına yararken, öğrencinin de yanlışa saplanmasına set çeker.
Kadim bilgiler, hızlanan evrimle birlikte ortaya dökülürken; ruhundaki karanlığı aydınlatmadan, aşkın yakıcı ateşiyle kavrulmadan, kişiliğindeki defoların farkına dahi varmadan, kulaktan dolma bilgilerle; kitap ve seminerlerden edinilen öğretilerle ahkâm kesmeye kalkan, ağzı güzel laf yaptığı için etrafına bir sürü insan toplamayı başaran Yeni Çağ münevverleri (!), yeni bir tehlike unsuru olarak karşımıza çıkmaya başladı. Ve nesli zaten giderek tükenen gerçek öğretmenlerin itibar kaybetmesine yol açtı.
Filanca boyuttan haberler vermek, bilinçaltının frekansına girerek kişiye ait özel bilgileri açığa çıkarmak, bilumum objeleri düşünce gücüyle yerinden oynatmak, o kişinin yüksek bir farkındalığa, müthiş bir ruhsallığa sahip olduğunu göstermez. Aksine, bu korkunç bir cehaletin, bedeli ağır ödenecek bir acizliğin en somut örneğidir. Sahte gurulara yakalanmak, kişinin kendine söylediği yalanların, kapıldığı sanrıların bir yansıması olabildiği gibi, önemli karmik faktörler de içerebilir. Bazen de; gerçek cevheri tanıyabilmek, onu arayıp bulabilmek için önce taklitleriyle oyalanmak gerekir...
Ezoterik bilgilerin ilk başlarda homeopatik dozajlarda öğrenciye verilmesinin nedeni onu hem yüksek titreşimlere hazırlamak, hem de bu bilgileri nasıl kullanabileceğini sınamak içindir. Dünyanın en ağır sorumluluğu ilahî ışıkla çalışıp onu kanalize etmektir. Işığın elçiliğini yapmaya niyet edenler, niyetlerini defalarca ispatlayarak, bu boyutun evriminden sorumlu varlıkların onaylamasıyla böylesi bir rolü üstlenmeye hak kazanırlar.
Bir insanın ışığı hakkıyla taşıyabilmesi, onu aşk ve özveriyle kullanabilmesi, varlığının merkezindeki o ateşi her daim canlı tutabilmesi çok meşakkatli bir iştir. Saldırmak ve ayartmak niyetiyle hep aportta bekleyen karanlığın baş döndüren cazibesine kapılıp gitmemek, basit ve sağlamlığı tartışılmaz bazı prensiplere can simidi gibi yapışmakla mümkün olabilir.
Şilili bilge Claudio Naranjo'nun çarpıcı hikâyesini duydunuz mu, bilmem? Naranjo, aydınlanışını takip eden aylarda bu halin kesintisiz olduğunu görüp etrafında giderek kalabalıklaşan bir inançlı grubunun oluşmasına, spiritüel bir sistemin doğmasına izin vermiş. Üç yıl sonra, pek çok insanın hayalini kurup, hiç bir zaman yakalayamadığı bu bilinç düzeyinin solmaya, yavaşça benliğinden kayıp gitmeye başladığını hissettiğinde, tüm iradesiyle karşı koymaya çalışmış. Başaramayacağını anladığı anda, izdeşçilerinin karşısına çıkıp durumu anlatmış, organizasyonunu dağıtarak, ruhsal öğretmenlikten feragat etmiş.
Eğer şu anda ışığıyla sizi himayesine alarak, adımlarınızı yönlendiren bir öğretmenin yokluğundan yakınıyorsanız, sakın üzülmeyin. Hedefiniz hakikaten doruğa ulaşmaksa, görünmeyen âlemlerden veya dünyanın her hangi bir köşesinden sizi gizli gizli izleyen gözlerin varlığına inanmanızı isterim...
Çünkü bir gün...
