Benim bir vesile ile tanıdığım bir Atilla abim vardı.kendisi İngiltere'de ekonomi okumuş..hehe...Yani anlatıcam ekonomi şeklini de mi öğretiyolar üniversitede diye şaşırmayın, gerçekten öğretmişler.Ya da o beni kafaya aldı.
Sallama poşetleri ortadan bölüp 2 kere kullanıyormuş.(Ben denedim hepsi olmuyor sadece liptonunkini alttan ortadan makasla kesebiliyorsunuz.ben öyle kullanıyorum ama sırf ekonomi olsun diye değil açık çay sevdiğimden) Ayrıca ekmek kesme tahtasında kestiği ekmeklerden kalan kırıntıları asla atmaz, bir torbada biriktirip sonra köfte yapımında kullanıyormuş.Ya küflenmiyormu dedim, sen de o kadar uzun aralıklarla köfte yapma dedi.Sanırım buzlolabında da bir süre saklanır.Duşu mümkün olduğunca kısa tutar ama büyükçe bir leğenin içinde yıkanır, leğenin içine dolan suları da daha sonra tuvalete sifon yerine kullanırmış.Yani tasarrufun böylesi.Buraya dayımları ziyarete geldiğinde, salı akşamları geç vakit pazarda kasalarla atılmış, yada yere düşmüş meyve ve sebzeleri toplar onlara da para vermezdi.Ve inanamazsınız ben bir kez bulduğu malzemelere şahit oldum, öyle ezik çürük değil gerçekten taze diri meyve ve sebze bulmuştu.yaklaşık 3 kiloya yakın soğan ve tertemiz bir iki demek marul ve kıvırcık salata toplamıştı.Atilla abi sen böyle anlatıyosun ama gittin bunları parayla aldın kesin dedim resmen.Ama domatesler ve yumuşak malzemelerde anlıyorsunuzki arada fireli olanlar var.Bize, tasarruf yapmaktan öte ziyankarlık olduğunu Afrikada binlerce milyonlarca insanın açlıktan öldüğünü, böyle yiyeceklere hasret olduğunu söyledi.Siz ise kasalarla sokağa atıp çöpçülerin süpürmesine izin veriyorsunuz dedi.Madem kendine yakıştırmıyosuni o zaman insanlık adına git topla ve ihtiyacı olan brinr ver deyiverdi.bende kalakalmıştım öyle..Doğru mu doğru valla...