Şems
Konya,29 Ekim 1244
...
Vaaz dinlerken duymak istediğini duyar insan. Halbuki esas kulağa hoş gelmeyen sözlerde keramet vardır. Kanımca Mevlana'nın vaazları, ısırgan otları, devedikenleri, fundalıklarla süslü bir yabani bahçe gibidir. Oraya giren her misafir gözüne hoş görünen çiçekleri derer, geri kalan otlara bakmaz bile. Dikenli, kaba görünümlü bitkilere meyledenlerin sayısı pek azdır. Oysa şu alemde nice derdin devası işte bu tür bitkilerden elde edilir.
Aşkın bahçesi de böyle değil mi? Şayet yalnız hoşlukları, kolaylıkları toplayıp, zorlukları bırakırsak buna "aşk" denebilir mi? Güzeli sevip çirkini elinin tersiyle itmek en kolayı.
Esas mesele iyiyi de kötüyü de sevebilmek; ayrım yapmadan. Sadece hoşumuza giden şeylere şükretmekte ne var? O kadarını Belh'in köpekleri de yapıyor zaten. Kemik verirsen seviniyor, şükranla kuyruklarını sallıyorlar. İnsan şüphesiz ki bundan fazlasını yapabilir. İyinin ve kötünün ötesine geçmek mümkün!
Bir yer daha var: Tüm sıfatların manasını yitirdiği başka boyut!
...
Aşk, Elif Şafak; S. 197